Savaşlarda cephe gerisindeki komutanlar ölmez cephedeki askerler ölür

Hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin, bütün kurum ve kuruluşlar, liderleriyle kalıcılık kazanırlar. Bunun için yönetim ve üretim alanında, en çok tartışılan konuların başında liderler ve liderlik gelir. Liderlik nasıl tanımlanır? Liderliğin genel geçer bir tanımı var mıdır? İnsanlar lider olarak mı doğarlar? Yoksa liderlik yetenekleri, eğitimle kazanılabilir mi? Yapılan araştırmalarda cevabı aranan belli başlı sorulardır.

Okumaya devam et “Savaşlarda cephe gerisindeki komutanlar ölmez cephedeki askerler ölür”

Bir dil öğrenir gibi ekonomini küresel dilini öğrenmeden krizlerin üstesinden gelinmez

Batı ülkeleri ürün, hizmet ve bilgi üretiminde, Doğu ülkelerinden öndedirler. Ancak son onyıllarda Batı ülkelerinin dünya üretimindeki payları azalırken, Doğu ülkelerinin payları artmaktadır. Dünyanın üretim merkezi Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında, dünyanın en büyük ekonomisi Amerika değil, Çin olacaktır. İslam dünyası iki büyük ekonomik güç arasında dengeyi sağlayacaktır.

Okumaya devam et “Bir dil öğrenir gibi ekonomini küresel dilini öğrenmeden krizlerin üstesinden gelinmez”

Dünya bilginleriyle bilgeleriyle bütün insanlığın açık üniversitesidir

Bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunlar, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde, kültürel zenginliğin yitirilmesinden kaynaklanmaktadır. Kültür yoksullaşmasının etkileri, bütün ülkelerde gözlenmektedir. Küreselleşmek isteyen her ülkenin, kültürel zenginliğine yeni boyutlar kazandırması, dünyayı büyük bir üniversite olarak görmesine bağlıdır. Yirmi birinci yüzyılda dünya bir üniversite, her üniversite bir dünya olmuştur.

Okumaya devam et “Dünya bilginleriyle bilgeleriyle bütün insanlığın açık üniversitesidir”

Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir

Üç kıtanın ortasında, küresel bir medeniyet olarak Akdeniz , dünya medeniyetlerinin ana kaynağı olmuştur. Yirmi birinci yüzyılda, Amerika’dan Çin’e kadar bütün dünya ülkeleri, Akdeniz’in eşsiz bilgi ve bilgelik hazinelerine döneceklerdir. Dünyanın ekonomik ve kültürel kaynakları, Akdeniz’de toplanmıştır. Dünyada medeniyetlerin temelleri olan bütün değerler, Akdeniz’in sınırsız zenginliklerinden devşirilmiştir.

Okumaya devam et “Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir”

Kriz dönemlerinde ayakları yorganlara göre uzatmasını bilmek

Bilişim dünyasındaki gelişmelerle, dünyanın ekonomik ve kültürel yapısındaki dönüşümler, bütün ülkeleri hem ekonomik hem kültürel alanlarda, küresel kuruluşlarla birbirlerine bağımlı hale getirmişlerdir. Dünyanın bütün ülkelerinde üretim ve tüketim alanları açan küresel kuruluşlar, girdileriyle olduğu kadar çıktılarıyla hayatı kolaylaştırıyorlar. Onlar ülkeler arasında çok buyutlu bağlar kurarak, dünyanın dönüşmesine katkıda bulunuyorlar.

Okumaya devam et “Kriz dönemlerinde ayakları yorganlara göre uzatmasını bilmek”

Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır

Ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyüme gerçekleştirmeleri ister özel, ister kamu, ister gönüllü olsun bütün kuruluşların, geçmişlerinden önce, geleceklerine bakmalarına bağlıdır. Kuruluşların yarınlarını güvence altına almalarının yolu, hem üretimde hem yönetimde, maliyetleri düşürmek ve satışları artırmak için, Joseph Schumpeter’in kavramlaştırmasıyla, sürekli “yıkıcı yenilik” yapmalarından geçer.

Okumaya devam et “Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır”

Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak

Ekonomik ve kültürel dünyanın yeni boyutlar kazandığı, doğruluğundan kuşku duyulmayan bilgilerin, geçersiz hale geldiği bir dönemde, bütün kuruluşların ayakta kalmak için, kendilerini sürekli yenilemeleri çok önem kazanmıştır. Bilinen yönetim ve üretim yöntemleri, karşı karşıya olunan sorunları çözmeye yetmemektedir. Her kuruluş bilinmeyen yolda ilerlemek için, her gün yeniden doğmak zorundadır.

Okumaya devam et “Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak”

Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz

Devlet yönetiminde erdem, ülkeler arasındaki üretim yarışını, savaş ekonomisinden, barış ekonomisine, dönüştürmesine bilmektedir. Tarihin her döneminde, barış isteyenler, savaş isteyenlerden daha güçlü olmuşlardır. Tarih boyunca gözlendiği gibi, insanlığın en güzel eserleri, cephelerde değil, şehirlerde verilmiştir. Bütün ülkelerin birbirine komşu olduğu dünyada, savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz.

Okumaya devam et “Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz”

Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar

Toplumların birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde oldukları dünyada, kültürün ve ekonominin, ana dinamiğini kuruluşlar oluşturur. Dünyanın her yanında toplumları, kamu, özel ve vakıf kuruluşlar ayakta tutarlar. Onlar üç ayaklı büyük bir masaya benzerler, ayaklardan biri eksik olursa, nasıl masanın dengesi bozulursa, toplumların da dengesi bozulur. Toplumlarda ekonomik, siyasal ve kültürel uyum ve düzen kuruluşlarla sağlanır.

Okumaya devam et “Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar”

Küresel kuruluşların geleceği okuyan liderleri dünyanın yeni simyacılarıdır

Üretim ve yönetim dünyasında, son yıllarda en çok araştırılan konuların başında liderlik gelmektedir. Kamu, özel ve gönüllü kuruluşların yönetiminde, ordu benzeri yapılanmaların önemini yitirmesi, bütün boyutlarıyla liderlerin başarılarının, kaynaklarını araştıran çalışmaların çoğalmasına yol açmıştır. Düşünce ve eylemde, çığır açan liderlerin görüşleri, kuruluşların değişik kademelerinde, yer alan yöneticilere yol gösterici olmaktadır.

Okumaya devam et “Küresel kuruluşların geleceği okuyan liderleri dünyanın yeni simyacılarıdır”

Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak

Kutsal değerlerden bütünüyle arındırılmış ekonomik yapıların, ülkelerin üretim güçlerini büyütmesi, toplumun değişik kesimleri arasındaki gelir dengesizliklerini gidermesi mümkün değildir. Anadolu’da denildiği gibi: “Güneş balçıkla sıvanmaz.” Bu yüzden Nurettin Topçu Fransızların, karşılaştıkları kültürel ve ekonomik krizleri, Paris’in Sorbon meydanındaki Ogüst Kont’un büstünü kaldırıp, yerine Paskal’ın heykelini dikmediklerine bağlamaktadır.

Okumaya devam et “Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak”