Edebiyatın yardımıyla insanlığın bilgi ve bilgelik birikimini düşünceye ve eyleme dönüştürmek

Roman, hikaye, deneme ya da şiir olsun edebiyat, her alanıyla bir bütündür. Edebiyatın bir alanındaki başarı diğer alanlara da yansır. Edebiyatın odak noktasında erdem ve tutkularıyla insan vardır. İnsan erdem ve tutkularıy- la birlikte insandır. Onun erdem ve tutkuları, hayatın bütün boyutlarına yansır. Barış içinde savaşsız bir dünya için, edebi- yatla insana tutkularını dizginlemesinin incelikleri anlatılmalı,yolları gösterilmelidir.

Okumaya devam et “Edebiyatın yardımıyla insanlığın bilgi ve bilgelik birikimini düşünceye ve eyleme dönüştürmek”

Arafat dağların Mekke şehirlerin İslam medeniyetlerin anasıdır

En sonda gelmesine rağmen en başta olan, İslam medeniyeti İki dünya medeniyetidir, Müslümanlar hiçbir zaman, “ya dünya ya ahiret” dememişler, her zaman “hem dünya hem ahiret” demişler. İslam medeniyetinde insanlık tarihinin sıfır noktası olan Mekke, bütün şehirlerin anası olarak bilinir. Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, soyları ve renkleri ne olursa olsun bütün Müslümanlar, Kur’an’ı kitapların, Mekke’yi şehirlerin, İslam’ı medeniyetlerin kaynağı olarak görürler.

Okumaya devam et “Arafat dağların Mekke şehirlerin İslam medeniyetlerin anasıdır”

Seküler Batı’ya karşı Zülkarneyn seddi olan İstanbul’un batan güneşi doğuyor

Dünyada Yirminci yüzyıl bağımsız devletler yüzyılı olmuştur. Birleşmiş Milletler’e üye devletlerin sayısı iki yüze yaklaşmıştır, gelecek yıllarda daha da artacaktır. Yirmi birinci yüzyıl devletlerden daha çok, şehirlerin önem kazandığı devlet şehirler yüzyılı olacaktır. Tarihin her döneminde ülkelerin, kültürel derinliği ve ekonomik zenginliği, toplumların görünen yüzleri olan şehirlerinden kaynaklanmıştır.

Okumaya devam et “Seküler Batı’ya karşı Zülkarneyn seddi olan İstanbul’un batan güneşi doğuyor”

Dünyada terörü akıllarıyla karar veren gönülleriyle uygulayan barış sevdalısı liderler önler

Bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan terör eylemleri, İslam dünyası kadar Batı dünyasını da can evinden vuruyor. Bütün ülkelerdeki ekonomik ve siyasal sorunların, kurşun atılan savaş alanlarında değil, oy atılan seçim sandıklarında çözülmesi, barış arayan dünya için hayati önem taşıyor. Demokrasi ve ekonomisi gelişmemiş Doğu dünyasıyla, demokrasisi ve ekonomisi gelişmiş Batı dünyası arasında uyum ve dengenin sağlanmasında, moderatörlük görevi demokratik ülkelere düşüyor.

Okumaya devam et “Dünyada terörü akıllarıyla karar veren gönülleriyle uygulayan barış sevdalısı liderler önler”

Dünyadan göçünün yeni bir yıldönümünde defteri kapanmayanlardan olan Akif İnan’ı rahmetle anmak

Her insanın, aklının düşünür, gönlünün sever, gözünün okur ve kaleminin yazar hale gelmesi için, düşünce ve sanat dünyasının derinliklerinde uzun yolculuklara çıkması gerekir. Düşünce ve sanat dünyası, kültür ve edebiyat dergilerinde, yeni yorumlar ve yeni açılımlar kazanır. Bu yüzden Anadolu insanının, düşünce ve eylem dünyasında, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim ve Hece dergileri, şiirde, hikayede, romanda ve denemede çığır açan, görünmeyen üniversiteler olmuşlardır, olmaya devam ediyorlar.

Okumaya devam et “Dünyadan göçünün yeni bir yıldönümünde defteri kapanmayanlardan olan Akif İnan’ı rahmetle anmak”

Sınırların ötesinde hayata anlam ve değer kazandıran şiiri yakalamak

Metafizik dünyaya açılmadan, hayatın şiiri yakalanmaz. Bütün boyutlarıyla hayatın zenginleştirilmesi, insanın görünen dünyanın olduğu kadar, görünmeyen dünyanın da derinliklerine doğru uzun yolculuklara çıkmasına bağlıdır. Goethe iyilik görmek, iyilik etmek için, yolculuğa çıkmayı tavsiye etmektedir. Huzur ve mutluluğu yakalayanlar, dünyada bir yolcu gibi yaşamasını bilenlerdir.

Okumaya devam et “Sınırların ötesinde hayata anlam ve değer kazandıran şiiri yakalamak”

Bilgelikte yarışanların kazandığı dijital dünyada sözün ustaları silahın ustalarından çok daha güçlü olurlar

Söz yazıya, yazı söze dönüşür. Yazıya dönüşen söz kalır. Sözü eyleme, eylemi söze dönüştürmek, edebiyatçıların işidir. Söz insanlığın ortak gönüllerinin, yazı da ortak akıllarının çağına yansımasıdır. Geçmişte söylenmiş sözü, geleceğe kalacak yazısı olmayan toplumlar, varlıklarını koruyamazlar. Toplumların düşünce zenginlikleriyle birlikte, eylem güçleri, söz ile yazı arasındaki, iletişim ve etkileşimin derinliğinden kaynaklanır.

Okumaya devam et “Bilgelikte yarışanların kazandığı dijital dünyada sözün ustaları silahın ustalarından çok daha güçlü olurlar”

Üretimde yönetimde tüketimde kusursuzluğun peşine düşmek

Dünyanın bütün ülkelerinde insanlar, hem üreticidirler, hem yöneticidirler, hem tüketicidirler. Tarihin her döneminde insanlar için üretim, yönetim ve tüketim, ömür boyu süren kesintisiz bir süreç olmuştur. Toplumlar hayatın bütün alanlarında, ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlarla karşı karşıya gelirler. Üç insanın bir araya geldiği her yerde, yönetim sorunlarının yanında, üretim ve tüketim sorunları vardır. Üretimiyle, yönetimiyle, tüketimiyle hayat bir bütündür.

Okumaya devam et “Üretimde yönetimde tüketimde kusursuzluğun peşine düşmek”

Dünyada savaşlar politikanın cephelerde devamı olmaktan çıkmıştır

Siyasal sınırların önemli olduğu sanayi toplumlarında, savaşlar cephelerde silahlarla yapılmıştır. Siyasal sınırlardan daha çok, ekonomik sınırların ağırlık kazandığı bilgi toplumlarında, savaşlar cephelerde silahlarla değil, pazarlarda ürünlerle yapılmaktadır. Geçen yüzyılda dünyanın doğal kaynaklarını paylaşamayan Avrupa ülkeleri savaşlarla yerle bir olmuştur.Gelen yüzyılda savaşlar, dünyadaki dönüşümlere uyum sağlayamayan Asya ülkelerini yakıp yıkmaktadır.

Okumaya devam et “Dünyada savaşlar politikanın cephelerde devamı olmaktan çıkmıştır”

Ülkelerde çoğunluğun sesi yanlışta birleşmeyen sağduyunun sesidir

Dünyanın hiçbir yerinde otokratik yönetimlere yer olmayan Yirmi birinci yüzyılda, bütün demokratik ülkelerin, karşı karşıya oldukları sorunların başında,temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçmek gelmektedir. Katılımcı demokratik yönetimlerin güç kazanmasıyla, katılımcı ekonomiye geçme çalışmaları da hız kazanacaktır. Bütün ülkelere açık, iletişim platformlarından yararlananların, sayılarının milyarları aşması, ekonomik, siyasal ve kültürel kuruluşları, çoğunluğun sesine kulak vermeye zorlamaktadır.

Okumaya devam et “Ülkelerde çoğunluğun sesi yanlışta birleşmeyen sağduyunun sesidir”

Dünyayı gelen yıllarını geçen yıllarından daha farklı kılmasını bilenler güzelleştirir

Dünyanın gelen yılı, geçen yılından daha güzel olmalıdır. Dünyada her kurum, her kuruluş, her insan güzel, daha güzel ve en güzel olmak için, birbirleriyle yarışmalıdır. Kurumlar, kuruluşlar ve kişiler, kendileriyle daha güzel olmak için yarışmazlarsa, bulundukları yerde güzel olarak kalamazlar. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, bütün ülkeler hayatın her alanında, birbirleriyle iyilikleri özendirmede, kötülükleri önlemede, yarışmazlarsa, hayatın hiçbir alanında, göze görünür, dişe dokunur, gelişme olmaz.

Okumaya devam et “Dünyayı gelen yıllarını geçen yıllarından daha farklı kılmasını bilenler güzelleştirir”