Meyvada ağacı gören genç girişimciler kare dünyanın yeni simyacılarıdır

Küre dünyanın yerini alan kare dünyada, mükemmeli arayanlar, yöneticilerden daha çok genç girişimciler olacaktır. Dünyanın sınırlı kaynaklarını, en verimli, en yararlı ve en adil biçimde değerlendiren girişimciler, kare dünyanın yeni fatihleridir. Simyacıların metalleri altına çevirmeye çalışmaları gibi, girişimciler de rüyaları, ürünlere dönüştürmeye çalışırlar. Mükemmeli arayan girişimcinin avuçladığı topraklar altın olurlar.

Okumaya devam et “Meyvada ağacı gören genç girişimciler kare dünyanın yeni simyacılarıdır”

Yalınlıktan güzel elbiseler giyenler hiçbir zaman yoksul düşmezler

İster ekonomik, ister siyasal, isterse de kültürel olsun, hayatın her alanında savurganlık gösterişten, derinlik yalınlıktan kaynaklanır. Tüketimde gösteriş savurganlığı, üretimde yalınlık tasarrufu özendirir. Hayatın hangi alanında olursa olsun, açgözlülük savurganlığın, tokgözlülük yalınlığın kapılarını sonuna kadar açar. Tokgözlü toplumlar, gösteriş harcamalarından kaçınırken, açgözlüler gösteriş harcamalarında yarışırlar.

Okumaya devam et “Yalınlıktan güzel elbiseler giyenler hiçbir zaman yoksul düşmezler”

Doğu batı farkının ortadan kalktığı kare dünyada eğitim her alanda öğreterek öğrenmek öğrenerek öğretmektir

Kare dünyanın kültürel dokusuna ve ekonomik yapısına, yeni açılımlar kazandıracak olanlar, öğretmekte olduğu kadar öğrenmekte, yeni yaklaşımlar geliştiren eğitim kurumlarıdır. Öğrenmeyi ve öğretmeyi, eğitim kurumlarının dışına çıkararak, çevreleriyle alışveriş içinde olan, öğrenmesini ve öğretmesini öğrenen eğitim kurumları, ülkeleriyle birlikte bütün dünyanın bilgi ve bilgelik birikimine katkıda bulunurlar. Onlar bilgiyi zenginleştirirken, toplumların üretim gücünü de zenginleştirirler.

Okumaya devam et “Doğu batı farkının ortadan kalktığı kare dünyada eğitim her alanda öğreterek öğrenmek öğrenerek öğretmektir”

Seküler savurganlık ve tüketim kültürünün bilimsel kaynaklarını kutsal kültürle kurutmak

Dünyadaki ülkeler Batılıların, seküler kültürlerine böylesine özenmezlerse, tüketim ekonomisi böylesine büyümez ve savurganlık böylesine artmaz. Atıkların ve artıkların olmadığı bir tüketim yapısında, doğal hayatta olduğu gibi, hiçbir alanda savurganlık olmaz. Ancak dünyada tüketim artmazsa, Batıların zenginliği çoğalmaz. Bu yüzden Doğu ülkelerinin, Batı ülkelerine özenmeleri, tutumlarını ve davranışlarını benimsemeleri, Batı dünyasının zenginliğinin devam etmesinde, çok önemli bir işlev yükleniyor. Bunun için bütün ülkelerde insanlar, Batılılar gibi yemeye, Batılılar gibi giyinmeye ve Batılılar gibi yaşamaya adeta zorlanıyor.

Okumaya devam et “Seküler savurganlık ve tüketim kültürünün bilimsel kaynaklarını kutsal kültürle kurutmak”

Tarihin her döneminde büyük yıkımlar aşırı zenginliğin yol açtığı savurganlıktan kaynaklanmıştır

Dünyada gösterişe dayalı tüketim ekonomisi, aşırı zenginliğin ortaya çıkardığı bir ekonomik yapılanmaya dönüşüyor. Batı dünyasında zenginlik, Asya’nın ve Afrika’nın yağmalanmasıyla, ortaya çıkan sanayileşmeden kaynaklanır. Dünyadaki petrol ülkelerindeki zenginlikse, yer altından sağlanan doğal kaynaklara dayanır. Zenginliğin ardından istensin ya da istenmesin, gösteriş harcamalarını mutluluk kabul eden, her şeyin yenisini almak için, sürekli tüketilip atılmasını özendiren tüketim kültürü gelir.

Okumaya devam et “Tarihin her döneminde büyük yıkımlar aşırı zenginliğin yol açtığı savurganlıktan kaynaklanmıştır”

Dünyanın bütün ülkelerinde etik pazar ekonomisi her zaman serbest pazar ekonomisinden üstündür

Dünyanın kaynakları sınırsız, insanların istekleri sınırlı olsa, ülkeler arasında, üretmek ve tüketmek, böylesine önemli olmayacaktır. Yunus’un deyişiyle , bütün insanlar varlığa sevinmeyeceklerdir, yokluğa yerinmeyeceklerdir. Başta ekonomi bilimi olmak üzere, bütün bilimler insanların isteklerinden daha çok, ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanacaklardır. Ancak dünyanın kaynakları sınırlı, insanların istekleri sınırsızdır.

Okumaya devam et “Dünyanın bütün ülkelerinde etik pazar ekonomisi her zaman serbest pazar ekonomisinden üstündür”

Her şeyin aktığı sınırsız kare dünyada Habil’in çocuklarıyla Kabil’in çocukları birlikte yaşarlar

Dünyanın hiçbir yerinde kültürler, bulundukları yerde durmazlar. Kültürler de nehirler gibi akarlar. Her şey akar, toplumlar, tarihler, düşünceler ve kültürler. Kültürlerin tarihinde “Oluklar çift”, birinden kutsal kültürler akarken, birinden de seküler kültürler akar. Geçmişten geleceğe olan bu akışta, kültürler birbirleriyle hem yarışırlar, hem çatışırlar. Ekonomik, toplumsal ve siyasal canlılık, kültürlerin birbirleriyle yarışmalarından ve çatışmasından kaynaklanır.

Okumaya devam et “Her şeyin aktığı sınırsız kare dünyada Habil’in çocuklarıyla Kabil’in çocukları birlikte yaşarlar”

Oluşmakta olan kare dünyada her ev hem bir okul hem bir işyeri olmak zorundadır

Merkez ve çevre farkının ortadan kalktığı dünyada, eğitim çalışmalarına yeni boyutlar kazandırmak, öğrenmesini öğrenmek, düşünce ve eylem dünyasını zenginleştirmek, bütün ülkelerin karşı karşıya olduğu sorunların başında gelmektedir. Yeni yüzyılda eğitim çalışmaları, okullardan daha çok, okul dışı alanlarda yoğunlaşmaktadır. İletişim kanallarının zenginleşmesi, evlerle birlikte işyerlerini de bir okula, bir işyerine dönüştürmüştür. Gelecek yılların okulları ve işyerleri bugünkülerden çok farklı olacaktır.

Okumaya devam et “Oluşmakta olan kare dünyada her ev hem bir okul hem bir işyeri olmak zorundadır”

Dünyada para herşeydir diyenler para kazanmak için herşeyi yaparlar

Son yüzyıllarda Batı dünyasında seküler kültür, kutsal kültürün yerini almıştır. İki yüzyıl boyunca, bütün dünyada sekülerleşme rüzgarları estirilmiştir, estirilmeye devam edilmektedir. Seküler kültürün para ticaretine dayanan, faiz odaklı, paradan para kazanma yöntemleri, New York’un Wall Street’tinden, bulaşıcı bir hastalık gibi, bütün dünyaya yayılmıştır. İrlanda’dan İzlanda’ya, Singapur’dan Dubai’ye kadar, büyük küçük bütün ülkelerin şehirleri, küresel bankalar tarafından baştan sona işgal edilmiştir.

Okumaya devam et “Dünyada para herşeydir diyenler para kazanmak için herşeyi yaparlar”

Uzaklık yakınlık farkının ortadan kalktığı dünyada Hristiyanlarla Müslümanlar birlikte yaşamak zorundadırlar

Oswald Spengler’den Paul Kennedy’ye kadar pek çok düşünür ve akademisyen, Batı dünyasının içine düştüğü krizin, çevreden kültüre kadar, değişik alanlarda yol açtığı sorunları tartışmıştır. Artık hiç kimsenin, Batı dünyasındaki ahlaki çözülmeyi, göz ardı etmesi mümkün değildir. Dünyanın önde gelen aydınları, insanlığın kurtuluşunun yol haritasını, Batı medeniyetinin değerleri içinde aramamaktadır.

Okumaya devam et “Uzaklık yakınlık farkının ortadan kalktığı dünyada Hristiyanlarla Müslümanlar birlikte yaşamak zorundadırlar”