Her alanda düşüncesiz eylem güçsüz eylemsiz düşünce etkisiz olur

Tarih içinde Asya’nın ortalarından Avrupa’nın ortalarına doğru, uzun bir yolculuğa çıkan Türklerin düşünce ve eylem dünyaları, Semerkant ile Saraybosna arasında yüzyıllar içinde yeni açılımlar kazanarak zenginleşmiştir. Türkler Alpaslan ile başlayan, Fatih ile kalıcılık kazanan ülkeleri Anadolu’da, bir ellerini Asya’ya, bir ellerini Avrupa’ya uzatarak, iki dünyayı İstanbul’da buluşturmasını ve altın oranda harmanlamasını bilmişlerdir.

Okumaya devam et “Her alanda düşüncesiz eylem güçsüz eylemsiz düşünce etkisiz olur”

Nerede olurlarsa olsunlar MBA diploması olanlar yaptıkları her işi daha iyi ve daha güzel yaparlar

Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Amerika’da da, çalkantısız ekonomik yapıya rağmen, işsizliği azaltmada başarılı olunamıyor. İşsizliğin azaltılması, Brezilya’dan Hindistan’a kadar bütün ülkelerin, karşı karşıya olduğu sorunların başında geliyor. Ekonomik, siyasal ve kültürel krizler, işsizlikten kaynaklanmaktadır. İşsizlikle gelen sorunlar, domino etkisiyle, toplumun bütün kesimlerinde sarsıntılara yol açıyor.Bu yüzden insanlar, Gandi’nin vurguladığı gibi, kitle üretimi değil, kitlelerin katıldığı üretim istiyor.

Okumaya devam et “Nerede olurlarsa olsunlar MBA diploması olanlar yaptıkları her işi daha iyi ve daha güzel yaparlar”

Yeni fatihleriyle dünyanın her ülkesinde olmayan ülkeler kare dünyada varlıklarını koruyamazlar

Atlantik Okyonusunun bir yakası Avrupa, bir yakası Amerika’dır. Avrupa Amerika’yı, Amerika Avrupa’yı zenginleştirmiştir. Amerika’sız Avrupa, Avrupa’sız Amerika olmaz. Beş yüzyıl boyunca, Amerika Avrupa’nın kızıl elması olmuştur. Amerika’da, Avrupa’da yaşayanlardan daha çok Avrupa’lı yaşıyor. Ruslar Avrupa’dan önce Asya, Türkler Asya’dan önce Avrupa üzerinde yoğunlaşmışlardır.

Okumaya devam et “Yeni fatihleriyle dünyanın her ülkesinde olmayan ülkeler kare dünyada varlıklarını koruyamazlar”

Oruç ayı olan ramazan ayında yardımlaşma ve paylaşma doruk noktasına ulaşır

Her yılın bir ayı, oruç tutulan Ramazan ayıdır. Oruç ayı sonu bayram olan aydır. Oruç ayında ekilenler, bayram gününde biçilir. Bu yüzden, Ramazan ayı yardımlaşmanın, dayanışmanın, paylaşmanın doruk noktasına çıktığı aydır. Ramazan ayında, bilgiler, hizmetler, ürünler paylaşılır. Bayram günlerinde kapılar, gönüller, sofralar herkese açılır. Bayramlarda, karşılık beklemeden verenlere, karşılıksız verilir.

Okumaya devam et “Oruç ayı olan ramazan ayında yardımlaşma ve paylaşma doruk noktasına ulaşır”

Dünyaya barış getirmek “halksız demokrasi”lerin “seçilen krallar”ının değil edebiyatçıların görevidir

Dünya barışının mimarları Maurice Duverger”in, “Halksız Demokrasi”lerinin “Seçilen Krallar”ı değil, insanlığın “Seçilen ve Sevilen Edebiyatçılar”ı olacaktır. Edebiyatçı yazması gerekeni yazmaktan kaçınmaz. Çünkü, edebiyat hayattır, hayat edebiyattır. Bu yüzden eleştirel düşünmesini bilen edebiyatçı, çağının düşüncelerinden ve eyleminden sorumludur. Çünkü edebiyatta tartışılan, er ya da geç ekonomik ve kültürel hayatta karşılığı bulur. Edebiyat yaşanılan hayattan, yaşanılan hayat edebiyattan beslenir.

Okumaya devam et “Dünyaya barış getirmek “halksız demokrasi”lerin “seçilen krallar”ının değil edebiyatçıların görevidir”

Karadeniz’de barış olursa Akdeniz’de savaş olmaz

İstanbul Türklerin Avrupa’ya, Kazan Rusların Asya’ya açılma kapıları olmuştur. Avrupa ve Asya ekseninde, Türkiye ve Rusya iki vazgeçilmez ülkedir. Ekonomik ve kültürel alanlarda Türkiye’nin Avrupa, Rusya’nın Asya ülkeleriyle işbirliği yapmalarında Karadeniz en önemli ortak alanı oluşturuyor. Bölge ülkeleri Karadeniz çevrenizde güç kazanmak için, yüzyıllar boyunca birbirleriyle hem yarıştılar, hem savaştılar. Yirmi birinci yüzyılda Karadeniz, bütün dünyayı dostluğa ve barışa davet ediyor.

Okumaya devam et “Karadeniz’de barış olursa Akdeniz’de savaş olmaz”

Dünyaya barışı Doğu’yu ve Batı’yı iyi bilenler getirirler

İslam başta Batı olmak üzere, bütün dünyayı aydınlatacak, çok zengin kültürel kaynaklara sahiptir. Batı dünyasının Taoizm’e, Budizm’e ve Şintoizm’e büyük bir borcu yoktur. İslam söz konusu olduğunda, durum bütünüyle değişir. Batı’nın Müslümanlara olan borcu ödenemeyecek kadar büyüktür. Batı dünyasında, kültür adına ithal edilmiş ne varsa, hepsinin kaynağı, İslam dünyasının sınırsız hazineleridir.

Okumaya devam et “Dünyaya barışı Doğu’yu ve Batı’yı iyi bilenler getirirler”

Her ülkede yerken yalnız yiyenler yüklerini yalnız taşırlar

Ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla, hayata değer katmanın, insanların değerini artırmanın, genel geçer yol ve yöntemi, üzerine uzanan ellerin çok olduğu, geniş sofralar açmaktır. Toprağı derviş öyküleriyle mayalanan Anadolu’da, insanların gönülleri, sofraları ve evleri dostlarına sürekli açıktır. Anadolu insanı, bir kişilik sofrada iki kişinin, iki kişilik sofrada dört kişinin, üç kişilik sofrada dokuz kişinin, doyacağına bütün gönlüyle inanır. Sofraların üstsel olarak büyüyen bir bereketi vardır.

Okumaya devam et “Her ülkede yerken yalnız yiyenler yüklerini yalnız taşırlar”

İç dünyada inşa edilmeyen erdemli devlet dış dünyada inşa edilmez

Yüzyılların içinde oluşan, Türklerin düşünce ve eylem dünyaları, yalınlığı ölçüsünde derin, derinliği ölçüsünde yalındır. Bilgi ve bilgelik, bin yıllık tarihi içinde, ete ve kemiğe bürünmüş, Anadolu insanı diye görünmüştür. Çevresinde büyük bir çekim alanı, oluşturan Anadolu insanı, Türklerin gülen yüzü, konuşan dili ve gören gözüdür. Onun dünyasında bütün insanlara bir gözle bakılır.

Okumaya devam et “İç dünyada inşa edilmeyen erdemli devlet dış dünyada inşa edilmez”