Dünyadaki rant ekonomisini rızk ekonomisine dönüştürmek yeni ahilerin işidir

Dünyanın her ülkesinde bütün alanları kuşatan rant kültürünü, risk kültürüne dönüştürmenin küresel öncüleri, Ahilik kültürüyle yoğurulmuş girişimciler olacaktır. Onlar dünyadaki gelişmelerin ışığında, kuruluşlarını sürekli yenileyerek, ekonominin bütün alanlarında, sürükleyici bir işlev yükleneceklerdir. Onların dünyasında Ahilik, kurtla paylaşmak çobanla ağlamak değildir. Anadolu’da risk almadan rızkın bulunmayacağı, risk ekonomisinin rızk ekonomisi olduğu sürekli vurgulanır.

Okumaya devam et “Dünyadaki rant ekonomisini rızk ekonomisine dönüştürmek yeni ahilerin işidir”

Ülkeler üretimlerini artırarak doların burnuna halka takmazlarsa Amerika ülkelerin burnuna halka takar

New York’ta Birleşmiş Milletler binasında olduğu gibi, dünyanın bütün dilleri konuşulur. Dünyanın her yerinden gelmiş, her milletten ve her dinden insanlar yaşar. Wall Street’iyle, küresel bankalarıyla, uluslararası kuruluşlarıyla, New York dünyanın para merkezidir. Washington Amerika’nın, New York paranın başşehiridir. New York’un finans kuruluşları öksürürlerse, bütün ülkelerin ekonomileri hasta olurlar ve yatağa düşerler.

Okumaya devam et “Ülkeler üretimlerini artırarak doların burnuna halka takmazlarsa Amerika ülkelerin burnuna halka takar”

Yaşanmış geçen yüzyılın paradigmalarıyla yaşanacak gelmiş yüzyılın sorunları çözülmez

Doksanlı yılların başında uç veren dönüşümlerle, ekonomideki ve politikadaki sağ ve sol paradigmalar, tedavülden kaldırılmış paralar gibi, geçerliliklerini büyük ölçüde yitirmişlerdir. Birbirinden bağımsız devletleri, birbirine bağımlı devletlere dönüştüren küreselleşme, arkasında Amerika olan, gelip geçici ekonomik ve siyasal bir akım değildir. Yaşanan ve geri döndürülmesi mümkün olmayan gidiş, dünya dengelerini altüst edecek, yeni bir paradigmanın oluşum sürecidir. Yeni paradigmaya taraftar ya da karşı olmak, dönüşüm sürecini tersine çevirmeye yetmez. Süreç hızını hiç kesmeden devam etmektedir.

Okumaya devam et “Yaşanmış geçen yüzyılın paradigmalarıyla yaşanacak gelmiş yüzyılın sorunları çözülmez”

Zamanı yönetemeyenler hayatın hiçbir alanında iz bırakan atılımlar yapamazlar

Kültürel ve ekonomik boyutlarıyla, hayatın hiçbir alanı, zamandan bağımsız değildir. Akıp giden hayat içinde, her şey zamanla değişir. Zaman hayatın, hayat zamanın hazinesidir. Zamanın sultanı olmadan, hayatın sultanı olunmaz. Gündüzün geceye, gecenin gündüze bağımlı olduğu gibi, zaman hayata, hayat zamana bağımlıdır. Hayatın yaşanır kılınması için, zamanın iyi değerlendirilmesi gerekir.

Okumaya devam et “Zamanı yönetemeyenler hayatın hiçbir alanında iz bırakan atılımlar yapamazlar”

Dünyadaki bütün ekonomik krizler paradan para kazanan bankalardan kaynaklanır

Ekonominin üretim boyutundan daha çok, finans boyutuna ağırlık verenler, bütün ülkelerin ekonomilerinde depreme benzer sarsıntılara yol açarlar. Çalışma alanı dışı, faiz gelirlerini amaç, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden gelir sağlamayı araç gören, bütün kuruluşlarda, tehlike çanları sürekli çalar. Dünyadaki finansal bunalımlar, bütün kuruluşları, şimdiye kadar bildikleri doğruları unutmaya zorlamaktadır.

Okumaya devam et “Dünyadaki bütün ekonomik krizler paradan para kazanan bankalardan kaynaklanır”

Kafkaslarda şimal rüzgarları değil şamil fırtınaları esiyor

Dünyanın her yanında Müslüman toplumların güçleri, görünen ve görünmeyen dünyaları, bir bütünlik içinde ele almasını bilmelerinden kaynaklanır. Ekonomik, siyasal ve kültürel, bütün alanlarda yönetilenler ve yönetenler, Allah’ın herkesi gördüğünü, her şeyi bildiğini, her sesi duyduğunu bilirler ve inanırlar. Bunun için İslam dünyasında insanlar, oldukları gibi görünmeye, göründükleri gibi olmaya, büyük özen gösterirler. Onların özel dünyaları yoktur. Onlar özel dünyalarından önce, güzel dünyalarıyla bilinirler.

Okumaya devam et “Kafkaslarda şimal rüzgarları değil şamil fırtınaları esiyor”

Türk dünyası kökleri Asya’da gövdesi Anadolu’da dalları Avrupa’da olan büyük bir çınara benzer

Yirmi birinci yüzyılda, ülkeler arasındaki hesaplaşma alanları, silahlı güçlerden silahsız güçlere kayıyor. Batılılara ekonomik alanda, büyük bir üstünlük sağlıyan bilimsel ve teknolojik gelişmelerin büyüsü bozuluyor. Sihirbazlara karşı Peygamber Musa’nın, asasının gücünün bilincine varanlar, ekonomik ve kültürel hayatta köklü dönüşümlerin tetikleyicileri oluyorlar. Dünyanın bütün ülkelerinde, kutsal kültürün dönüştürücü gücünü, kavrayan aydınların sayısı hızla artıyor.

Okumaya devam et “Türk dünyası kökleri Asya’da gövdesi Anadolu’da dalları Avrupa’da olan büyük bir çınara benzer”

Savaş dünyasını barış dünyasına arı biziz bal bizdedir diyen ballar balını bulan öncüler dönüştürür

Dönüştürücü öncüleri olmayan kültürler, zamanın estirdiği fırtınalara direnemez. Büyük öncülerinden beslenmeyen bir toplum, değerlerini koruyamaz. Onlar temel değerleri, temel değerler de toplumları ayakta tutar. Her dönüştürücü öncü, arasında yer aldığı toplumun, kültürüne ve ekonomisine yeni açılımlar kazandırır. Onların görevlerinin başında, toplumları uzun ömürlü kılan ve geçmişten geleceğe taşıyan, temel değerleri zenginleştirmek gelir.

Okumaya devam et “Savaş dünyasını barış dünyasına arı biziz bal bizdedir diyen ballar balını bulan öncüler dönüştürür”

Enflasyon varlıklıların varlıklarına değer kazandıran haksız kazanç kaynağıdır

Antropolojisiyle, Sosyolojisiyle, Hukukuyla ve Ekonomisiyle, Batı dünyası seküler değerlerini, bütün dünyaya ihraç ediyor. Doğu ülkeleri ekonomik gelişme adına, bütün kurumlarıyla, bütün kuruluşlarıyla, sekülerleşmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Sekülerleşmek isteyen ülkelerin üretimleri, Batı ülkeleri üretimlerinin altında olmasına rağmen, Batılılar gibi yaşamaya özen göstermektedirler.

Okumaya devam et “Enflasyon varlıklıların varlıklarına değer kazandıran haksız kazanç kaynağıdır”

Kültürel sınırların önem kazandığı dünya yunuslaşarak sinanlaşanların sinanlaşarak yunuslaşanların dünyasıdır

Dünyada ekonomik ve kültürel güç, Atlantik kıyılarından Pasifik kıyılarına kayıyor. Yirminci yüzyılın “İki Kutuplu” dünyası, Yirmi birinci yüzyılda “Çok Kutuplu” dünyaya dönüşüyor. Amerika ve Çin arasında İslam dünyası, belirleyici bir güç kazanıyor. Geleceğin anahtar ülkelerinin arasında, Malezya, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, İran,Mısır ve Türkiye önemli yer tutuyor. Onların bilgiyi bilgeliğe, düşünceyi eyleme dönüştüren bilgeleri, şehirlerinden bütün şehirleri aydınlatıyor.

Okumaya devam et “Kültürel sınırların önem kazandığı dünya yunuslaşarak sinanlaşanların sinanlaşarak yunuslaşanların dünyasıdır”

Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor

“Zamanı Aşan Şehirler” kitabımızda anlatıldığı gibi, Üsküdar’ıyla Kudüs, Eyüp’üyle Medine toprağı olan İstanbul’dan, uçakla Kafkas ülkelerinin, en büyük şehiri Bakü’ye, bir yanına Karadeniz’i, bir yanına Akdeniz’i alan Anadolu, baştan sona aşılarak gidilir. Uçaktakiler Türkiye’nin Avrupa yakası üzerinde, küçük bir kavis çizerek, bir saatlik uçuştan sonra kendilerini, her zaman karlarla kaplı, Kafkas dağlarının üzerinde bulurlar.

Okumaya devam et “Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor”

Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek

Dünyanın her ülkesinde, ekonomik krizler para ticareti yapan bankalarla başlar, domino etkisiyle reel ekonominin bütün kesimlerine yayılırlar. Ekonomik krizler etkilerini, ilk önce işletmelerin bilançolarında gösterirler. Krizlerde kuruluşlar küçülürler, işletmeleri yönetmek aktifleriyle ve pasifleriyle, bilançoları yönetmeye dönüşür. Bilanço yönetiminde ilk yapılması gereken, işletmelerin bankalara olan borçlarının azaltılmasıdır.

Okumaya devam et “Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek”

Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek

Toplumların ürün, hizmet ve bilgi üretim güçlerinin büyütülmesinde, kar amacı güden ya da gütmeyen bütün kuruluşların vazgeçilmez bir yerleri vardır. Kuruluşları güçlü olmayan toplumların, ekonomilerinin güçlü olması mümkün değildir. Su kaynaklarından yoksun toprakların çoraklaşması gibi, kuruluşlardan yoksun toplumlar, hem ekonomik hem de kültürel olarak yoksullaşırlar.

Okumaya devam et “Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek”

Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir

Ticarette ürünlerin fiyatı, alıcıların ve satıcıların buluştuğu pazarlarda oluşur. En basitinden en karmaşığına kadar, bütün ekonomilerde pazar vazgeçilmez bir yer tutar. Üreticilerin ve tüketilerin dışında, kamu kurumlarının pazara müdahalesi, pazarda alışveriş yapanlar arasında haksızlıklara yol açar. Arza ve talebe göre fiyatları ayarlamada, hiçbir kamu kurumu, pazarın yerini tutamaz. Pazarlar toplumları, birbirine açan, barış köprüleridir.

Okumaya devam et “Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir”

İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır

Yeni yüzyılda bütün ülkelerde, doğal kaynaklardan daha çok, insan kaynakları belirleyici ve sürükleyici güç olacaklardır. Petrol üreten ülkelerde olduğu gibi, insan kaynaklarının donanımsız ve yetersiz olduğu toplumlarda, doğal kaynakların zenginliği, ekonomiye yansımamaktadır. Değerlendirilme yolunda ekonomiye kazandırılmayan, ekonomik dolaşıma katılmayan kaynaklar, bir bir yok olup gitmektedirler.

Okumaya devam et “İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır”

UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Türk ve İslam dünyasının üstesinden gelemediği, üretim güçsüzlüğünü yenmenin, hiç değişmeyen iki altın kuralı vardır: Öğrenmek ve üretmek. Dünyanın hiçbir yerinde, öğrenmesini öğrenenler, üretim yoksulu olmazlar. Bunun için bütün ülkelerin, ekonomik ve kültürel üretimsizliğin, beslendiği kaynakları kurutmak gerekir. Hayatın her alanında, doğumdan ölüme, ömür boyu öğrenme ve kesintisiz üretme, büyük önem taşır.

Okumaya devam et “UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar

İnsanlar ekonomi ve kültür alanındaki kitapları okurken, kuru bilgilerle doldurulmuş olanları değil, şiir dizeleriyle, özlü sözlerle, kısa fıkralarla zenginleştirilmişleri,daha çok severler. Bu yüzden öğrenme ve öğretmede, edebiyata dost olanlar, çok daha başarılı oldukları gibi, çok daha sevilirler.Derslerinde fıkra anlatmayı sevmeyen, şiirlerle düşüncelerini desteklemeyen,atasözlerinden yararlanmayan hocaları dinlemekten, öğrenciler hiç hoşlanmazlar.

Okumaya devam et “Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar”

Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir

Dünyanın ürün ve hizmet üretiminden değil, paradan para kazanmaya dayanan sanal finansal ekonomisinde büyük bir kriz yaşanıyor. Sınırların dış etkilere karşı koruyuculuğunu yitirdiği bir dünyada, Çin ekonomisinin öksürmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, bütün ülkelerin ekonomilerini yatağa düşürmektedir. Dünyada yaşanan finansal krizler, ülkelerin ekonomik açıdan birbirlerine, ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et “Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir”

Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır

İster ürün, ister hizmet, ister bilgi olsun, üretmesini bilen toplumlar, hiçbir zaman yoksul düşmezler. Hangi alanda olursa olsun üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılır. Dünyada hayatı kolaylaştırmak için üretim yapanlar, bütün insanlığın sevgisini kazanırlar. Bunun için Anadolu’da, insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, yorulma bilmez bir gayretle çalışanlar, toplumun bütün kesimleri tarafından, sevgiyle karşılanırlar.

Okumaya devam et “Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır”

Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır

Türkiye’nin dünyaya açılan kuruluşları, bütün ülkelerin küreselleşen kuruluşlarıyla, üretimde yarışmak için, ekonomik ve kültürel yapılarında, köklü yenilikler yapmak zorundadırlar. Dünyada ekonomik ve kültürel alanda, yarışı kazanan kuruluşlar, kaybedecek kuruluşlardan çok farklı olacaklardır. Ulaşım dünyasındaki gelişmelerle, ortaya çıkan yeni kültür, yeni ekonomi bütün kuruluşları derinden sarsmaktadır.

Okumaya devam et “Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır”