Yönetimlerde iki akıl her zaman bir aklıdan daha üstündür

Tarihin bütün dönemlerinde, kurumlarda ve kuruluşlarda yöneticilerin belirlenmesi, yönetim bilimlerinde sürekli tartışılan konuların başında gelir. En büyük kuruluşun yönetiminden, en küçük kurumun yönetimine kadar, her yerde yönetim, bir yarışma, bir çatışma ve bir uzlaşma alanıdır. Nerede olursa olsun, her yönetimin amacı, iyilikleri özendirmek, kötülükleri önlemek, kurumlarda ve kuruluşlarda bütünlüğü ve sürekliliği sağlamaktır.

Okumaya devam et “Yönetimlerde iki akıl her zaman bir aklıdan daha üstündür”

Edebiyatla insanları dönüştüren çekim alanları oluşturmak

Asya’nın ortalarından Avrupa’nın ortalarına doğru, uzun bir yolculuğa çıkan Türk dünyasının, düşünce ve eylem geleneği, medlerle ve çezirlerle dolu, Anadolu’nun bin yıllık çalkantılı tarihi içinde oluşmuştur. Bir ayakları Karadeniz’de, bir ayakları Akdeniz’de olan Türklerin gözleri, geldikleri Asya’dan daha çok gittikleri Avrupa’da olmuştur. Semerkant’tan Saraybosna’ya kadar uzanan, büyük bir coğrafyada ordugahlar inşa ede ede değil, dergahlar inşa inşa ilerlemişlerdir.

Okumaya devam et “Edebiyatla insanları dönüştüren çekim alanları oluşturmak”

Savaş dünyasını barış dünyasına arı biziz bal bizdedir diyen ballar balını bulan öncüler dönüştürür

Dönüştürücü öncüleri olmayan kültürler, zamanın estirdiği fırtınalara direnemez. Büyük öncülerinden beslenmeyen bir toplum, değerlerini koruyamaz. Onlar temel değerleri, temel değerler de toplumları ayakta tutar. Her dönüştürücü öncü, arasında yer aldığı toplumun, kültürüne ve ekonomisine yeni açılımlar kazandırır. Onların görevlerinin başında, toplumları uzun ömürlü kılan ve geçmişten geleceğe taşıyan, temel değerleri zenginleştirmek gelir.

Okumaya devam et “Savaş dünyasını barış dünyasına arı biziz bal bizdedir diyen ballar balını bulan öncüler dönüştürür”

Enflasyon varlıklıların varlıklarına değer kazandıran haksız kazanç kaynağıdır

Antropolojisiyle, Sosyolojisiyle, Hukukuyla ve Ekonomisiyle, Batı dünyası seküler değerlerini, bütün dünyaya ihraç ediyor. Doğu ülkeleri ekonomik gelişme adına, bütün kurumlarıyla, bütün kuruluşlarıyla, sekülerleşmek için birbirleriyle yarışmaktadırlar. Sekülerleşmek isteyen ülkelerin üretimleri, Batı ülkeleri üretimlerinin altında olmasına rağmen, Batılılar gibi yaşamaya özen göstermektedirler.

Okumaya devam et “Enflasyon varlıklıların varlıklarına değer kazandıran haksız kazanç kaynağıdır”

Dünyayı yaşanır kılmada gönülden gönüle iletişim kurmak

İnsanın olduğu yerde iletişim vardır. İletişim olmadan etkileşim olmaz. İletişim kanallarının zenginleşmesiyle, uzaktakiler birbirlerine yakınlaşırken, yakındakiler de birbirlerine uzaklaşırlar. İletişim imkanlarının genişlemesi, paradoksal bir gelişmeye yol açmıştır. Dünyada duvarlar yıkılırken, insanlar arasında iletişimi önleyen yeni duvarlar yükselmektedir. Karmaşanın önüne geçmek için, kesintisiz çift yönlü bilgi akışını sağlayacak kanallar geliştirilmelidir.Communication

Okumaya devam et “Dünyayı yaşanır kılmada gönülden gönüle iletişim kurmak”

Yedinin yedi gizemli ilkesine önem verenler geleceğin dünyasının mimarları olurlar

Yedi sayısının insanı büyüleyen, gizemli bir yanı vardır. İnsanlar yedi rakamlı sayıları ezberlemekte güçlük çekmezler. Bunun için, bütün ülkelerde telefon numaralarının sayısı yediyi aşmaz. İsimler kolay ezberlenilsin diye, kurum ve kuruluşların yönetim kurulları çoğu defa yedi ya da daha az kişiden oluşur. Haftanın günleri yedidir, bittiği yerden yeniden başlar, sonsuza kadar devam edecekmiş gibi, sürekli tekrarlanır. Yedi sonsuzluğun simgesidir.

Okumaya devam et “Yedinin yedi gizemli ilkesine önem verenler geleceğin dünyasının mimarları olurlar”

Kültürel sınırların önem kazandığı dünya yunuslaşarak sinanlaşanların sinanlaşarak yunuslaşanların dünyasıdır

Dünyada ekonomik ve kültürel güç, Atlantik kıyılarından Pasifik kıyılarına kayıyor. Yirminci yüzyılın “İki Kutuplu” dünyası, Yirmi birinci yüzyılda “Çok Kutuplu” dünyaya dönüşüyor. Amerika ve Çin arasında İslam dünyası, belirleyici bir güç kazanıyor. Geleceğin anahtar ülkelerinin arasında, Malezya, Endonezya, Kazakistan, Pakistan, İran,Mısır ve Türkiye önemli yer tutuyor. Onların bilgiyi bilgeliğe, düşünceyi eyleme dönüştüren bilgeleri, şehirlerinden bütün şehirleri aydınlatıyor.

Okumaya devam et “Kültürel sınırların önem kazandığı dünya yunuslaşarak sinanlaşanların sinanlaşarak yunuslaşanların dünyasıdır”

Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor

“Zamanı Aşan Şehirler” kitabımızda anlatıldığı gibi, Üsküdar’ıyla Kudüs, Eyüp’üyle Medine toprağı olan İstanbul’dan, uçakla Kafkas ülkelerinin, en büyük şehiri Bakü’ye, bir yanına Karadeniz’i, bir yanına Akdeniz’i alan Anadolu, baştan sona aşılarak gidilir. Uçaktakiler Türkiye’nin Avrupa yakası üzerinde, küçük bir kavis çizerek, bir saatlik uçuştan sonra kendilerini, her zaman karlarla kaplı, Kafkas dağlarının üzerinde bulurlar.

Okumaya devam et “Kare dünyada Kafkas Ortadoğu balkan ülkeleri Avrupa ülkelerini yeniden yapılanmaya zorluyor”

Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek

Dünyanın her ülkesinde, ekonomik krizler para ticareti yapan bankalarla başlar, domino etkisiyle reel ekonominin bütün kesimlerine yayılırlar. Ekonomik krizler etkilerini, ilk önce işletmelerin bilançolarında gösterirler. Krizlerde kuruluşlar küçülürler, işletmeleri yönetmek aktifleriyle ve pasifleriyle, bilançoları yönetmeye dönüşür. Bilanço yönetiminde ilk yapılması gereken, işletmelerin bankalara olan borçlarının azaltılmasıdır.

Okumaya devam et “Kriz dönemlerinde vicdanlarını yitiren canavar kuruluşları dizginlemek”

Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek

Toplumların ürün, hizmet ve bilgi üretim güçlerinin büyütülmesinde, kar amacı güden ya da gütmeyen bütün kuruluşların vazgeçilmez bir yerleri vardır. Kuruluşları güçlü olmayan toplumların, ekonomilerinin güçlü olması mümkün değildir. Su kaynaklarından yoksun toprakların çoraklaşması gibi, kuruluşlardan yoksun toplumlar, hem ekonomik hem de kültürel olarak yoksullaşırlar.

Okumaya devam et “Görünüşe aldanmadan bir resimde iki yüzü bir insanda iki insanı bir dünyada iki dünyayı görmek”

Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir

Ticarette ürünlerin fiyatı, alıcıların ve satıcıların buluştuğu pazarlarda oluşur. En basitinden en karmaşığına kadar, bütün ekonomilerde pazar vazgeçilmez bir yer tutar. Üreticilerin ve tüketilerin dışında, kamu kurumlarının pazara müdahalesi, pazarda alışveriş yapanlar arasında haksızlıklara yol açar. Arza ve talebe göre fiyatları ayarlamada, hiçbir kamu kurumu, pazarın yerini tutamaz. Pazarlar toplumları, birbirine açan, barış köprüleridir.

Okumaya devam et “Ülkeler arasındaki ticaret dünya barışının en büyük en güçlü güvencesidir”

Eğitimi zenginleştirerek düşük gelirliler gibi tüketmesini yüksek gelirliler gibi üretmesini öğrenmek

Geleceğin dünyasında bütün ülkelerin saygınlığı, bugünden eğitime yaptığı yatırımlardan kaynaklanacaktır. Gelecek kuşaklara bırakılacak en büyük miras, bütün ülkelerin ekonomik, siyasal ve kültürel zenginliklerine, yeni boyutlar kazandıran, öğrenmesini öğreten, kurumsallaşmış eğitim kuruluşlarıdır. Dünyanın eğitim sermayesini büyüten kuruluşlar, uzun dönemde ülkeler arasındaki, dostluk bağlarını güçlendirirler.

Okumaya devam et “Eğitimi zenginleştirerek düşük gelirliler gibi tüketmesini yüksek gelirliler gibi üretmesini öğrenmek”

İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır

Yeni yüzyılda bütün ülkelerde, doğal kaynaklardan daha çok, insan kaynakları belirleyici ve sürükleyici güç olacaklardır. Petrol üreten ülkelerde olduğu gibi, insan kaynaklarının donanımsız ve yetersiz olduğu toplumlarda, doğal kaynakların zenginliği, ekonomiye yansımamaktadır. Değerlendirilme yolunda ekonomiye kazandırılmayan, ekonomik dolaşıma katılmayan kaynaklar, bir bir yok olup gitmektedirler.

Okumaya devam et “İnsan kaynaklar ülkeleri uçuran rüzgar kanatlı atlardır”

UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR

Türk ve İslam dünyasının üstesinden gelemediği, üretim güçsüzlüğünü yenmenin, hiç değişmeyen iki altın kuralı vardır: Öğrenmek ve üretmek. Dünyanın hiçbir yerinde, öğrenmesini öğrenenler, üretim yoksulu olmazlar. Bunun için bütün ülkelerin, ekonomik ve kültürel üretimsizliğin, beslendiği kaynakları kurutmak gerekir. Hayatın her alanında, doğumdan ölüme, ömür boyu öğrenme ve kesintisiz üretme, büyük önem taşır.

Okumaya devam et “UZAKTAN EĞİTİMLE ÖĞRENMESİNİ ÖĞRENME ÖMÜR. BOYU DEVAM EDEN BİR SÜRECE DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar

İnsanlar ekonomi ve kültür alanındaki kitapları okurken, kuru bilgilerle doldurulmuş olanları değil, şiir dizeleriyle, özlü sözlerle, kısa fıkralarla zenginleştirilmişleri,daha çok severler. Bu yüzden öğrenme ve öğretmede, edebiyata dost olanlar, çok daha başarılı oldukları gibi, çok daha sevilirler.Derslerinde fıkra anlatmayı sevmeyen, şiirlerle düşüncelerini desteklemeyen,atasözlerinden yararlanmayan hocaları dinlemekten, öğrenciler hiç hoşlanmazlar.

Okumaya devam et “Derslerinde Nasrettin Hoca’dan fıkralar anlatmayan hocalar iyi eğitimciler olamazlar”

Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir

Dünyanın ürün ve hizmet üretiminden değil, paradan para kazanmaya dayanan sanal finansal ekonomisinde büyük bir kriz yaşanıyor. Sınırların dış etkilere karşı koruyuculuğunu yitirdiği bir dünyada, Çin ekonomisinin öksürmesi, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, bütün ülkelerin ekonomilerini yatağa düşürmektedir. Dünyada yaşanan finansal krizler, ülkelerin ekonomik açıdan birbirlerine, ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et “Sınırsız kare dünya için iyi olan her ülke için iyidir”

Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır

İster ürün, ister hizmet, ister bilgi olsun, üretmesini bilen toplumlar, hiçbir zaman yoksul düşmezler. Hangi alanda olursa olsun üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılır. Dünyada hayatı kolaylaştırmak için üretim yapanlar, bütün insanlığın sevgisini kazanırlar. Bunun için Anadolu’da, insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamada, yorulma bilmez bir gayretle çalışanlar, toplumun bütün kesimleri tarafından, sevgiyle karşılanırlar.

Okumaya devam et “Dünyada yoksulluk mesleksizlikten mesleksizlik eğitimsizlikten kaynaklanır”

Düz kare dünya üniforma değil forma giyenlerin dünyasıdır

İnsanlık tarihi boyunca, hiyerarşik kuruluşların başında ordular gelir. Tarihin her döneminde, orduların hiyerarşik yapıları, bütün kurum ve kuruluşların ana ve değişmez örnekleri olmuştur. Her hiyerarşik kuruluşta bir tepe noktası olur. Tabanı geniş olan hiyerarşik kuruluşta, yukarı doğru çıkıldıkça sayı azalır, tepe noktasında yalnızca bir yönetici vardır. Yukarıdan bakıldığında, geniş taban görülmez.

Okumaya devam et “Düz kare dünya üniforma değil forma giyenlerin dünyasıdır”

Ayşe Efe ile “iki dünyanın hesaplaşması”

kitabımızla ilgili ayrıntılı şiir tadında bir konuşma

“Sınırların önemini yitirdiği düzleşen dünyada medeniyetler değil edebiyatlar savaşıyor” diyen,”Yedi Güzel Aam”dan biri olan, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan ile “İki Dünyanin Hesaplaşması” kitabı üstüne konuştuk.

Mavera Dergisini’nin “Yedi Güzel Adam” ından biri olan Gürdoğan, edebiyatı medeniyetle, medeniyeti edebiyatla bütünleştiren yazarlarımızın önde gelenlerindendir. Mavera, nerede bir yazarının adı geçerse, yedi yazarı birden akla gelen dergidir.Ve yedi güzel kurucusuyla, takım çalışmasının
edebiyat alanındaki, en güzel örneğini vermiştir.

Okumaya devam et “Ayşe Efe ile “iki dünyanın hesaplaşması””

Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır

Türkiye’nin dünyaya açılan kuruluşları, bütün ülkelerin küreselleşen kuruluşlarıyla, üretimde yarışmak için, ekonomik ve kültürel yapılarında, köklü yenilikler yapmak zorundadırlar. Dünyada ekonomik ve kültürel alanda, yarışı kazanan kuruluşlar, kaybedecek kuruluşlardan çok farklı olacaklardır. Ulaşım dünyasındaki gelişmelerle, ortaya çıkan yeni kültür, yeni ekonomi bütün kuruluşları derinden sarsmaktadır.

Okumaya devam et “Dünyadaki ekonomik yarışı yerin altındaki mezarı bile güzel yapmayı özendiren kültürler kazanacaktır”