Ya felsefe ya fetih yapmak değil hem felsefe hem fetih yapmak her alanda hem Yunus hem Sinan olmak

Türkiye düşünce tarihinin iki önemli ismi, Ziya Gökalp ve Yahya Kemal aralarında konuşuyorlar. Gökalp, “Tarihimize bakıyorum, büyük hakanlar, eşsiz mimarlar, kusursuz şairler ve güçlü askerler yetiştirmişiz. Ancak büyük filozoflar yetiştirmemişiz, felsefe yapan bir millet değiliz” diyor. Yahya Kemal de, “Türkler felsefe yapan değil, fetih yapan bir millettir. Türkler felsefe yapan bir millet olsalardı, hepsi Orta Asya’da olurlardı” diye karşılık verir.

Okumaya devam et “Ya felsefe ya fetih yapmak değil hem felsefe hem fetih yapmak her alanda hem Yunus hem Sinan olmak”

Her gün bir yerden bir yere göçmek bulanmadan donmadan akmak

Herkesin atalarının yitirdiği Cenneti, iki dünyada yeniden bulabilmesi için, her gün bir yerden bir yere konması gerekir. Dünyada bir yerden bir yere konanlara sınır yoktur. Toplumları dönüştürenler, dünyada bir göçebe gibi yaşamasını bilenlerdir. Onların dönüştürücü güçleri, yeri ve zamanı gelince, bir ülkeden başka bir ülkeye, bir şehirden bir şehre geçmesini, sınırları aşmasını, bilmelerinden kaynaklanır.

Okumaya devam et “Her gün bir yerden bir yere göçmek bulanmadan donmadan akmak”

Ateş dünyasını güneş dünyasına Mehmet Akif gibi “korkma” demesini bilenler dönüştürür

Osmanlı Devleti’nin uzun ömürlü olması, kuruluş yıllarından son yıllarına kadar, eğitime önem vermesinden kaynaklanır. Osmanlı döneminde Bursa, Edirne ve İstanbul yanında, geleceğin sultanlarının sancak beyliği yaptığı Manisa, Kütahya ve Amasya Anadolu’nun eğitim ve kültür merkezleri olmuştur.Bütün Osmanlı şehirlerinin merkezinde çarşı, cami ve medrese vardır. Çarşının zenginliği ve caminin etkinliği, iki kurum arasında uyum ve düzeni sağlayan medreseye dayanır.

Okumaya devam et “Ateş dünyasını güneş dünyasına Mehmet Akif gibi “korkma” demesini bilenler dönüştürür”