Kimlik sorulmayan mavera yolunda olanlar yönlerini şaşırmazlar

Yirminci yüzyılda Anadolu hem medeniyetlerin, hem edebiyatların savaş alanı olur. Kan kardeşliğinden daha çok yol kardeşliğine önem veren Türklerin Avrupa’da ilerleyişleri gibi, Avrupa’dan çekilişleri yüzyıllarca sürer. Yirminci yüzyılın başında, Doğu Avrupa’dan çekilen Türkler, sonunda Batı Avrupa’ya dönerler. Avrupa’nın bütün ülkelerinde yeni Anadolu’lar oluşur. Mavera edebiyatçılarının ellerinde, İslam’ın yaz kış sürekli dalgalanan bayrağı, önünden iki defa dönülen Viyana başta olmak üzere, bütün Avrupa ülkelerinin şehirlerinde dalgalanmaya başlar.

Okumaya devam et “Kimlik sorulmayan mavera yolunda olanlar yönlerini şaşırmazlar”

Vahiy medeniyeti’nin hiç sönmeyen meşalesi geçmişten geleceğe “gül yetiştiren adam”larla taşınır

Maraşlı “Gül Yetiştiren Adam”ın, ömrünü gül yetiştirmeye adadığı gibi, Rasim Özdenören de, ömrünü edebiyatçı yetiştirmeye adar. O Müslümanca düşündüren denemeleriyle, okuyanların ruhunu kamaştıran, iç dünyalarını sarsan hikayeleriyle, edebiyatçı yetiştiren bahçıvanlara benzer. Ve “Ruhun Malzemeleri” kitabıyla, roman dünyasının öncülerinin kitaplarından yola çıkarak, Doğu’yla Batı’nın, yerelle küreselin, birbirine karıştığı bir dünyada, İsmet Özel’in “Şiir Okuma Kılavuzu” gibi, “Roman Yazma Kılavuzu” örneği verir.

Okumaya devam et “Vahiy medeniyeti’nin hiç sönmeyen meşalesi geçmişten geleceğe “gül yetiştiren adam”larla taşınır”

Arz ve talep yasasını maliyet ve fayda analizini bilmeyenler dünya barışına katkıda bulunamazlar

Ekonomi dünyada, Avrupa’da ortaya çıkmış, bir bilim dalı değildir. Ekonomik konular, ilk insandan bugüne, hayatın her alanında, insanın karşısına çıkarlar, toplumsal, siyasal, kültürel boyutlarıyla hayatı dönüştürürler. Ekonomi bilimi insanların karşılaştıkları, çok boyutlu sorunları çözmeye yarayan, herkesin anlayacağı, küresel bir dildir. Her dil gibi ekonominin dili de sindire sindire öğrenilmelidir.

Okumaya devam et “Arz ve talep yasasını maliyet ve fayda analizini bilmeyenler dünya barışına katkıda bulunamazlar”