Takım oyununa dayanan bir yüzyılda iki akıl bir aklıdan iki yönetici bir yöneticiden daha hızlı daha doğru karar alır

Tarihin bütün dönemlerinde, kurum ve kuruluşlarda yöneticilerin belirlenmesi, yönetim bilimlerinde sürekli tartışılan konuların başında gelir. En büyük kuruluşun yönetiminden, en küçük kurumun yönetimine kadar, her yerde yönetim, bir yarışma, bir çatışma ve bir uzlaşma alanıdır. Nerede olursa olsun, her yönetimin amacı, iyilikleri özendirmek, kötülükleri önlemek, kurum ve kuruluşlarda bütünlüğü ve sürekliliği sağlamaktır.

Okumaya devam et “Takım oyununa dayanan bir yüzyılda iki akıl bir aklıdan iki yönetici bir yöneticiden daha hızlı daha doğru karar alır”

Otokratik yönetimlerin güç kazandığı bir dönemde her ülke kendi demokrasisini kendisi inşa etmek zorundadır

Dünyada Çin’nin ve Rusya’nın otokratik yönetimlerinin, öne çıktığı bir dönemde, bütün ülkeler demokratik yönetimi geliştirme yolunda, yeni açılımlar yapmak zorundadır. Ancak söz konusu demokrasi olunca, daha önce söylenenleri tekrarlamak yerine, geliştirmek ve yeni boyutlar kazandırmak hayati önem taşıyor. Çünkü gizliliğin olmadığı kare dünyada, hiçbir ülkenin durduğu yerde değişmeden kalması mümkün değildir. Artık her ülke, ekonomik, siyasal ve kültürel varlığını koruyabilmek için, demokrasinin geleceğini geçmişinden daha güçlü kılmaya önem verme gereğini duyuyor.

Okumaya devam et “Otokratik yönetimlerin güç kazandığı bir dönemde her ülke kendi demokrasisini kendisi inşa etmek zorundadır”

Ekonomide tüketicisiz pazar yönetimde seçmensiz demokrasi olmaz

Anadolu’nun bin yıllık tarihiyle yoğurulan Türkler, tüketim dengesizliğ olmayan bir toplum yapısı, ayrıcalığa yol açmayan, bir yönetim örgüsü oluşturmak için çalışıyorlar. Türkiye’nin Avrupa ülkelerinin, hiç birinden geri kalmayan, merkezden daha çok, yerinden yönetime dayanan, bir yönetim ve bir üretim birikimi vardır.Türkler Balkan ülkelerinde, çokkültürlü yönetim kültürünün, en güzel örneklerini vermişlerdir.

Okumaya devam et “Ekonomide tüketicisiz pazar yönetimde seçmensiz demokrasi olmaz”

Ülkelerin her alandaki başarıları devletle toplum arasındaki uyuma ve dengeye dayanır

Üretimde ve yönetimde sürekli yenilenmesini bilen ülkelerde, hem devletlerin hem toplumların, sorumluluklarının başında, hayatı bir yandan kolaylaştırmak bir yandan güzelleştirmek gelir. Ülkelerin nehirlerinden, nehirlerin şehirlerinden bilindikleri gibi, devletler toplumlarından, toplumlar değerlerinden bilinirler. Devletler olmadan toplumlar, toplumlar olmadan değerler olmaz. Ancak toplumler devletler için değil, devletler toplumlar için vardır. Erdemli toplumların, erdemli devletleri olur.

Okumaya devam et “Ülkelerin her alandaki başarıları devletle toplum arasındaki uyuma ve dengeye dayanır”

Üretimde yönetimde tüketimde kusursuzluğun peşine düşmek

Dünyanın bütün ülkelerinde insanlar, hem üreticidirler, hem yöneticidirler, hem tüketicidirler. Tarihin her döneminde insanlar için üretim, yönetim ve tüketim, ömür boyu süren kesintisiz bir süreç olmuştur. Toplumlar hayatın bütün alanlarında, ekonomik, siyasal ve kültürel sorunlarla karşı karşıya gelirler. Üç insanın bir araya geldiği her yerde, yönetim sorunlarının yanında, üretim ve tüketim sorunları vardır. Üretimiyle, yönetimiyle, tüketimiyle hayat bir bütündür.

Okumaya devam et “Üretimde yönetimde tüketimde kusursuzluğun peşine düşmek”

Ülkelerde ve kuruluşlarda krizlerin habercilerine kulak vermek

Ekonominin üretim boyutundan daha çok, finans boyutuna ağırlık verenler, bütün ülkelerin ekonomilerinde depreme benzer sarsıntılara yol açarlar. Çalışma alanı dışı, faiz gelirlerini amaç, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden gelir sağlamayı araç gören, bütün kuruluşlarda tehlike çanları sürekli çalar. Dünyadaki finansal bunalımlar, değişik alanda üretim yapan kuruluşları, şimdiye kadar bildikleri doğruları unutmaya zorlamaktadır.

Okumaya devam et “Ülkelerde ve kuruluşlarda krizlerin habercilerine kulak vermek”

Savaşlarda cephe gerisindeki komutanlar ölmez cephedeki askerler ölür

Hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin, bütün kurum ve kuruluşlar, liderleriyle kalıcılık kazanırlar. Bunun için yönetim ve üretim alanında, en çok tartışılan konuların başında liderler ve liderlik gelir. Liderlik nasıl tanımlanır? Liderliğin genel geçer bir tanımı var mıdır? İnsanlar lider olarak mı doğarlar? Yoksa liderlik yetenekleri, eğitimle kazanılabilir mi? Yapılan araştırmalarda cevabı aranan belli başlı sorulardır.

Okumaya devam et “Savaşlarda cephe gerisindeki komutanlar ölmez cephedeki askerler ölür”

Dünyanın bütün ülkelerinde işi iyi yapan yöneticilerde bolluk iyi işi yapan liderlerde kıtlık var

Ekonomik, siyasal ve kültürel dönüşümlerin kaynağında, kendisi için istediğini bütün insanlar için isteyen liderler vardır. Onlar insanlığın bilgi ve bilgelik hazinelerinin, paylaşıldıkça zenginleştiğini bilirler. Liderlerin güçleri, dürüstlükte sınır tanımayan, açıklıklarından kaynaklanır. Onların düşünce ve eylem dünyalarında, ilkesizliğe kesinlikle yer yoktur, düşünceleri eylemlerine, eylemleri düşüncelerine yansır.

Okumaya devam et “Dünyanın bütün ülkelerinde işi iyi yapan yöneticilerde bolluk iyi işi yapan liderlerde kıtlık var”

Yönetimlerde iki akıl her zaman bir aklıdan daha üstündür

Tarihin bütün dönemlerinde, kurumlarda ve kuruluşlarda yöneticilerin belirlenmesi, yönetim bilimlerinde sürekli tartışılan konuların başında gelir. En büyük kuruluşun yönetiminden, en küçük kurumun yönetimine kadar, her yerde yönetim, bir yarışma, bir çatışma ve bir uzlaşma alanıdır. Nerede olursa olsun, her yönetimin amacı, iyilikleri özendirmek, kötülükleri önlemek, kurumlarda ve kuruluşlarda bütünlüğü ve sürekliliği sağlamaktır.

Okumaya devam et “Yönetimlerde iki akıl her zaman bir aklıdan daha üstündür”