Otokratik yönetimler her alanda gizliliğe dayanan kapalı toplum kapalı kapı yönetimlerdir

Bütün ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de genç kuşaklar, demokrasi yolunda yeni açılımlar yapmanın yollarını arıyorlar. Ancak söz konusu demokrasi olunca, daha önce söylenenleri, tekrarlamak yerine geliştirmek ve yeni boyutlar kazandırmak büyük önem taşıyor. Hiçbir ülke durduğu yerde sürekli kalamaz. Her ülke otokratikleşmeyi önlemek, ekonomik, siyasal ve kültürel varlığını korumak için, demokratik yönetimin geleceğini, geçmişinden daha güçlü kılmak zorundadır.

Okumaya devam et “Otokratik yönetimler her alanda gizliliğe dayanan kapalı toplum kapalı kapı yönetimlerdir”

Öğrenmenin yerinin yaşının zamanının olmadığı kare dünyada her gün öğrenen öğretmen öğreten öğrenci günüdür 

İlk öğretimden yüksek öğretime kadar, bütün eğitim kurumları, öğrenen öğretmenleri, öğreten öğrencileriyle, ülkelerin ekonomik ve kültürel omurgasını oluştururlar. Eğitim öğrencilere bilgi kazandırma, kazanılan bilgiyi yararlı hale getirme, hayata aktarma sürecidir. Ömür boyu devam eden bu süreçte, yaşı ve işi ne olursa olsun, herkes hem öğreten öğretmen, hem öğrenen öğrencidir. Öğrenmenin ve öğretmenin yeri, yaşı ve zamanı yoktur. Hayatın her alanında, herkesin dünyayı okumasını ve anlamasını öğrenmesi bir görevdir, bir sorumluluktur.

Okumaya devam et “Öğrenmenin yerinin yaşının zamanının olmadığı kare dünyada her gün öğrenen öğretmen öğreten öğrenci günüdür “

İnsanların sınırsız isteklerini sınırlı ihtiyaçlarıyla sınırlamak

Kültür ve ekonomi, kişisel ve toplumsal hayatın, birbirinden bağımsız olmayan iki ana boyutudur. İki boyutun oluşturduğu alanda, insanın istekleriyle ihtiyaçları birbirleriyle hem yarışırlar, hem de çatışırlar. İnsanın her isteği, bir yanıyla ihtiyaçtır. Her ihtiyacı da bir yanıyla istektir. Bir tüketim konusunun, ne oranda ihtiyaç, ne oranda da istek olduğunu, ekonomiden daha çok kültür belirler. İnsanların isteklerini, ekonomiden önce, kültür sınırlar.

Okumaya devam et “İnsanların sınırsız isteklerini sınırlı ihtiyaçlarıyla sınırlamak”

Hayatın her alanında finansal sermaye güç ve üretim kaynağı olmaktan çıkmıştır 

Ulaşım, iletişim ve üretim alanındaki gelişmeler, toplumların ekonomik, siyasal ve kültürel yapısında, köklü dönüşümlere yol açmaktadır. Her alanda büyük bir hız ve yoğunluk kazanan üretim yarışı, bütün kuruluşları birbirleriyle hem yarışmaya hem yardımlaşmaya zorluyor. Ürünlerin ve hizmetlerin üretiminde, giderleri azaltmak, gelirleri çoğaltmak için, yenilenme çalışmalarına büyük yatırımlar yapılmaktadır. Sürekli yenilenmesin bilenler, her alanda güç kazanmaktadırlar.

Okumaya devam et “Hayatın her alanında finansal sermaye güç ve üretim kaynağı olmaktan çıkmıştır “

Dünya barışının mimarları Sezai Karakoç gibi düşünceyi eylem şiiri iman için bilen bilgiyi bilgeliğe dönüştüren bilgeler olacaktır

Şiir deyince Anadolu insanın aklına, Yirminci yüzyıl Türk şiirinin köşe taşları olan, Mehmet Akif, Yahya Kemal ve Necip Fazıl gelir. Cumhuriyet döneminde adını duyuran her şair, geçtiği yollara, dikkatle baktığında, onların edebiyat ve medeniyet tarihinde, bıraktıkları kalıcı izleri görür.

Okumaya devam et “Dünya barışının mimarları Sezai Karakoç gibi düşünceyi eylem şiiri iman için bilen bilgiyi bilgeliğe dönüştüren bilgeler olacaktır”

Dün kaybettiğimiz Sezai Karakoç’un necip Fazıl’ın ölümünde yazdığı bu önemli yazı kendisi için de aynen geçerlidir

Yaş kemale ermişti. Bu bakımdan hazır olmalıydık Üstadın gidişine. Fakat alışmak kolay değil. Ancak zamanın geçmesiyle tahammül gücüne eriyor insan böyle acıya.

Okumaya devam et “Dün kaybettiğimiz Sezai Karakoç’un necip Fazıl’ın ölümünde yazdığı bu önemli yazı kendisi için de aynen geçerlidir”

Savaşa dayanan Davos ekonomisi barışı özendiren Kudüs kültürüyle hem dönüştürülür hem denetilir

Ülkelerin yıldan yıla, birbirlerine daha bağımlı, hale geldiği bir dünyada, en büyük dinamik, küreselleşmenin kazandığı yeni boyutları kavramaktır. Kendilerini en etkili küreselleştirici güçler olarak gören Batı ülkeleri, küreselleştirdiklerini düşündükleri Doğu ülkelerini bıraktıkları yerlerde sanıyorlar. Oysa başta Müslüman ülkeler olmak üzere, Çin ve Hindistan, Batı dünyasını geçtikleri yerlerde görüyorlar.

Okumaya devam et “Savaşa dayanan Davos ekonomisi barışı özendiren Kudüs kültürüyle hem dönüştürülür hem denetilir”

Bir dünyada iki dünyayı altın oranda harmanlamak

Dünyanın her yanında, insanların tüketim düzeylerini artırma yolunda, yapılan her yatırım ve atılan her adım, fizik dünyayla metafizik dünya arasındaki duvarları sağlamlaştırıyor. Oysa yaşanabilir bir hayat ve sürdürülebilir bir tüketim için, iki dünya arasındaki duvarların güçlendirilmesi değil, baştan sona bütünüyle yıkılması gerekir. Çünkü bütün krizler, iki dünya arasındaki aşılmaz duvarlardan kaynaklanmaktadır.

Okumaya devam et “Bir dünyada iki dünyayı altın oranda harmanlamak”

Kültürde yetiştirilmeyen ağaçlar ekonomide meyva vermezler

Dünyada insanlığın kültürel, siyasal ve ekonomik düşüncesinin ana kaynağı, hayatı bütün boyutlarıyla kuşatan kutsal kitaplardır. İnsanlığın düşünce ve eylem dünyasının, derinlik ve zenginlik kazanmasında, kutsal kitaplara dayanan kültürün vazgeçilmez bir yeri vardır. Tarihin her döneminde, toplumları ekonomilerinden önce, kültürleri ayakta tutmuştur. Toplumun bütün kesimleri için, hayatı katlanılır kılan, ekonomiden önce kültürdür.

Okumaya devam et “Kültürde yetiştirilmeyen ağaçlar ekonomide meyva vermezler”

Yalnız ekonomiyle yaşanmaz ekonomi gereklidir ancak yeterli değildir 

Bir toplumun üretim gücünün büyütülmesi, kimseye haksızlık yapılmadan, üretilen bilgilerin, ürünlerin ve hizmetlerin paylaşılması, bütün ülkelerin ana sorunudur. Toplumların üretim gücünü büyütme ve üretimi paylaşma yöntemleri, yüzyıllar içinde büyük değişiklikler göstermiştir. Ancak kaynakları değerlendirme ve ihtiyaçları karşılama sorunları, her zaman olmuştur, olmaya devam edeceklerdir.

Okumaya devam et “Yalnız ekonomiyle yaşanmaz ekonomi gereklidir ancak yeterli değildir “

Kare dünyada Mevlana’nın Anadolu’su iyimserliğin alındığı iyimerliğin satıldığı büyük iyimserlik pazarıdır

Bütün boyutlarıyla hayatı yaşanır kılanların pazarı, güzelliğin pazarıdır. Güzellik hayatın damarlarında akan kandır. Güzellikte yarışmanın olmadığı bir dünyada, ekonomik, siyasal ve kültürel hayat yeni boyutlar kazanmaz. Hayatın kolaylaştırılması, herkes için yaşanır kılınması, bütün dünyanın güzellikleri özendirme ve çirkinlikleri önlemede, uzun soluklu bir yarışa girmesine bağlıdır.

Okumaya devam et “Kare dünyada Mevlana’nın Anadolu’su iyimserliğin alındığı iyimerliğin satıldığı büyük iyimserlik pazarıdır”

Bütün ülkelerin birbirine bağımlı olduğu kare dünyada barış arayan ülkeler savaş bulmazlar

Yirmi birinci yüzyılda ülkeler, savaş yıllarını ne kadar azaltırlarsa, üretim güçlerini o kadar büyütürler. Savaş yıllarında ülkeler yoksullaşırken, barış yıllarında zenginleşirler. Tarihin bütün dönemlerinde, barış isteyen devletler, savaş peşinde koşan devletlerden, daha güçlü olmuşlardır. Tarih boyunca açıkça görüldüğü gibi, dünya kültüründe güncelliğini hiç yitirmeyen eserler, savaş dönemlerinden daha çok barış dönemlerinde verilmiştir.

Okumaya devam et “Bütün ülkelerin birbirine bağımlı olduğu kare dünyada barış arayan ülkeler savaş bulmazlar”