Arkadaşlık ağlarıyla hayatı kolaylaştırmak ve dünyayı güzelleştirmek herkesin hem işidir hem sorumluluğudur

Dünyaya kapalı görevlerin kesin sınırlarla belirlendiği, çok yönetim kademeli kuruluşların yerine, dünyaya açık, az yönetim kademeli kuruluşlar geçmektedir. Çalışma alanı ne olursa olsun, içe dönük olan kuruluşlar canlılıklarını yitirirken, dışa dönük olan kuruluşlar canlılık kazanmaktadırlar. Dışa dönükler çalışanları, tedarikçileri ve müşterileriyle kurdukları, ekonomik ağlarla, etkinliklerini hızla artırarak, büyük bir dünya kuruluşuna dönüşmektedirler.

Kuruluşların değişik kademeleri, arasında oluşturulan paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma ağları, kişilerin olduğu kadar kuruluşların da başarısının, ana kaynağını oluştururlar. “Kim olduğunuzdan daha çok kimlerle birlikte olduğunuz önemlidir” kuralı, kişiler için olduğu kadar, kuruluşlar için de geçerlidir. Kişileri başarılı kılan, oluşturdukları güven ağı içinde tanıdıkları arkadaşlarıdır. Aynı arkadaş çevresi, kendileriyle birlikte kuruluşlarının da gücünü büyütür.

Rob Cross ile Andrew Parker, “Sosyal Şebekelerin Saklı Gücü” isimli kitaplarında, arkadaşlık sermayesinin önemini, örneklerle ayrıntılı olarak anlatırlar. Kuruluşlarda finansal ve entelektüel sermaye gibi, arkadaşlık sermayesi de kuruluşların kusursuz ürün, hizmet ve bilgi üretmelerinde hayati önem taşır. Değişik alanlarda etik sınırlar içinde, oluşturulan bilgi paylaşma ağları, bilgi birikimi yanında, karşılıklı güven, sevgiye ve saygıya dayanır.

Kuruluşların ürettikleri ürün ve hizmetlerin kalitesini arttırmaları, arkadaşlık ağlarından yararlanmasını bilmelerine bağlıdır. Yöneticilerin kararlarına temel olan bilgilerin, önemli bir bölümünün kaynağı, doğal olarak oluşan arkadaşlık ağlardır. Finans sektöründe işletmelerin, finansal sağlamlığına ilişkin doğru bilgiler, çoğu zaman arkadaşlık ağlarından sağlanır. Bilinen kaynaklardan sağlanan bilgiler, her zaman yeterli olmayan kuşkulu bilgilerdir.

Kişisel ve kurumsal ağlar, ekonomik kararların omurgasını oluşturan, “Kazandır kazan” ya da “Kazan kazan” ilkesine dayanmalıdır. Ekonominin bir insan bedeni gibi, gizemli yapısında, etik ilkeleri gözetmeden, yalnızca kendi yararını düşünen kişiler, kurumlar ve kuruluşlar, başkalarına verdikleri zararın bedelini, kendileriyle birlikte bütün topluma ödetirler. Toplumun zararına olan yararlar, hem kişisel hem de toplumsal alanda, büyük sorunlara yol açarlar.

Haksız kazançlar kişiler, kurumlar, kuruluşlarla birlikte toplumları da çökertirler. Bu yüzden arkadaşlık ağlarından sağlanan bilgiler, haksız kazançların önlenmesinde büyük önem taşırlar. Arkadaşlık sermayesinde amaç, etik sınırlar içinde herkesin yararına olacak bir biçimde, bilgi ve birikimlerin paylaşılmasıdır. Kurum ve kuruluşlar, kendi yararlarını gözetirken, başka kuruluşlara da yararlı olmaya özen göstermelidirler.

Toplumsal ve kültürel ağlarla, iletişim ve etkileşimin ortaya çıkardığı sinerji, bütün dünyada köklü ekonomik ve kültürel dönüşümlere yol açmıştır. Bütün dünyada kuruluşlar, verimliliklerini artırmak için, ağlardan büyük ölçüde yararlanmaktadırlar.

Kusursuzluk arayışında olan kişilerin, kurumların ve ku- ruluşların başarısında, arkadaşlık sermayesinin büyük önemi vardır.

Arkadaşlık sermayesiyle, zorluklar kolaylığa dönüşür, bilinmeyenler bilinir, duyulmayanlar duyulur.