Dünyadaki bütün ekonomik krizler paradan para kazanan bankalardan kaynaklanır

Ekonominin üretim boyutundan daha çok, finans boyutuna ağırlık verenler, bütün ülkelerin ekonomilerinde depreme benzer sarsıntılara yol açarlar. Çalışma alanı dışı, faiz gelirlerini amaç, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden gelir sağlamayı araç gören, bütün kuruluşlarda, tehlike çanları sürekli çalar. Dünyadaki finansal bunalımlar, bütün kuruluşları, şimdiye kadar bildikleri doğruları unutmaya zorlamaktadır.

Dünyaya yeni yüzyılda da bunalımdan çıkış yolu gösterecek, iktisatçı gözüyle bakılan Keynes: “Faiz öyle bir araçtır ki, bir noktaya kadar ekonomideki özel parayı yatırımlara yönlendirir. Bir noktadan sonra da, yatırımcıyı atıl hale getirir” demektedir. Keynes’’in sözünü ettiği kritik nokta, bütün ülkelerde çoktan aşılmıştır. Bu yüzden, dünya toplam üretimin on kat fazlası kaynak, üretim alanından, finans alanına kaydırılarak, dünya ekonomisi kırılganlaştırılmıştır.

Dünyadaki yatırımların, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden daha çok, döviz, para ve risk alım satımına kayması, bütün yatırımcıların üretim güçlerini dinamitlemiştir. Üretim alanında her talebin, kendi arzını oluşturduğu gibi, finans alanında her yatırım fırsatı, kendi bunalım riskini oluşturur. Finans alanındaki kuruluşlar, taşıdıkları risklerin, büyük bunalımlara gebe olduklarını görmezler. Kuruluşlarda hiç eksik olmayan bunalımların yedi önemli habercisi vardır.

  1. Kuruluşların gelecekte ne yapacaklarıyla değil, geçmişte ne yaptıklarıyla öğünmeye başlamaları.
  2. Geçmişte kendilerini başarılı kılan çözümlerin, gelecekte çözmek zorunda kalacakları sorunlar olacaklarını görmemeleri.
  3. Ölü yatırımlar yaparak kuruluşların işletmelerini, büyük şehirlerdeki plazalarından, göstermelik yönetim kurullarıyla yönetmeleri.
  4. Kuruluşların kaynaklarını çalışma alanlarındaki, ürün ve hizmet üretiminden, alan dışındaki paradan para kazanma araçlarına yönlendirmeleri.
  5. Para başkalarının parasıyla kazanılır diyerek, kuruluşların özvarlıklarını çok aşan miktarlarda borçlanmak için, onlarca bankanın peşinde dolaşmaları.
  6. Dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak bahanesiyle, yöneticilerin kuruluşlardaki karar ve uygulama yetkilerini tek elde toplamaya çalışmaları.
  7. Kuruluşların denetimlerindeki her işletmeyi, kurucuların heykelleri ve sık sık değiştirdikleri bayraklarıyla donatmaları.

    Kolay kazanç peşinde koşan, amacı paradan para kazanma olan kuruluşların, başlarını bunalımlardan kurtarmaları mümkün değildir. Bunalımlar işaretlerini, başarının doruk noktasında vermeye başlar.

    Yukarıda sıralanan yedi bunalım işareti, kuruluşlar için olduğu kadar, ülkeler için de geçerlidir.Kolay kazanç arayanlar, kolay bunalıma düşerler.

    Her yerde bunalım çanları çalar, ancak onlar duymazlar, duyduklarında da kritik nokta çoktan aşılmış olur.