“New York’tan Los Angeles’a Yeni Roma” kitabımızda anlatıldığı gibi, Amerika, bütün dünyadan gelen göçmenlerin kurduğu, bir göçmenler ülkesidir. Kızılderililerin ve Doğu’dan gelenlerin dışındaki Amerikalılar, Colomb’tan sonra gelmişlerdir. Amerika başta Avrupalılar olmak üzere, dünyanın bütün kıtalarından, bütün ülkelerinden gelmiş göçmenlerle Amerika olmuştur. Her ülkenin Amerika’da temsilcileri vardır.Amerika büyük bir ülkeler ülkesidir,bir ülkeler mozayiğidir.
Avrupalı göçmenler, Amerika”nın yerlilerine, Arapların İspanya”da, Türklerin Doğu Avrupa”da davrandıkları gibi davranmamışlardır. Avrupalılar Amerika”ya ellerinde silahlarla gitmişler, Avrupa’nın Haçlı kültürünü Amerika”ya taşımışlar ve her sorunu silahla çözmeye çalışmışlardır. New York Avrupalıların Amerika’daki Kudüs’leri olmuştur. İngilizleriyle,Fransızlarıyla,İspanyollarıyla Avrupalılar, Kudüs”ü ele geçirmek için, Amerika’da dehşet savaş kasırgaları estirmişlerdir.
Avrupa”nın ekonomik, siyasal ve kültürel tarihinde, savaşların vazgeçilmez bir yerleri vardır. Avrupa”nın tarihi, savaşların tarihidir. Avrupa zenginliğinin ana kaynağı savaşlarla yapılan yağmalar olmuştur. Amerika Avrupa”nın savaş geleneğini sürdürerek, savaşı ölüm saçıcı boyutlara taşımıştır. Amerika, Vietnam’a, Irak’a ve Afganistan”a ordularıyla, cam ürünleri satan bir mağazaya, kırmızı gören bir boğa gibi girmiş, her şeyi kırıp dökmüştür. Amerika”nın yol açtığı savaşların faturasını, yalnızca bölge ülkeleri değil, bütün dünya ödemektedir.
Amerika”da Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında kıran kırana geçen bir seçimde, savaş yanlılarına karşı barış yanlıları kazanması beklenmektedir. Aslında yalnızca Amerika”da değil, bütün dünyada barış yanlıları kazanmalıdır. Amerikan seçimleri Amerikalıları ilgilendirdiği kadar, dünyada barış isteyen her ülkeyi ilgilendirmektedir. Amerika yüzen ordularıyla , küresel kuruluşlarıyla, büyük üniversiteleriyle, bütün ülkeleri etkilemektedir. Amerika Amerikalılara bırakılırsa, dünya Irak”a dönüşür. Bu yüzden Amerika, yalnızca Amerikalılara bırakılmaması için bütün ülkeler işbirliği yapmalıdır.
Bütün dünyada savaş rüzgarlarından daha çok, barış rüzgarlarının estiği bir dönemde, Amerika”nın büyük ekonomisiyle ve güçlü ordusuyla değişime direnmesi mümkün değildir. Dünyanın hiçbir ülkesinde, zamanı gelmiş bir değişime direnilmez. Toplumun ana kesimlerine zarar vermemek için, değişim süreci ustaca yönetilir. Çünkü barış içinde değişmesini bilmeyen ülkeler, savaş içinde değişmek zorunda kalırlar.
Deri değiştirmeyen yılanların yaşayamadıkları gibi, değişmesini bilmeyen ülkeler de yaşayamazlar. Ülkelerin uzun ömürlü olmaları, değişim rüzgarlarına karşı, sınırlara duvarlar örmek yerine, değişimden yararlanmak için, rüzgar santrali kurmalarına bağlıdır. Düz kare dünyada sınırlar duvarlarla değil, iki tarafın kazandığı ticaretle korunur. Duvarların olmadığı bir dünyada, sınırlarına duvar ören ülkeler, duvarların altında kalırlar.
Düzleşen dünya, silahlı güçlerin cephelerde savaştığı değil, silahsız güçlerin pazarlarda yarıştıkları dünyadır.
Amerika “İslamla Savaş Birleşik Devletleri” olmayı bırakarak,”İslamla Barış Devletleri” olmaya bakmalıdır.
Amerika Amerikalılara, Avrupa Fransızlara,Çin Çinlilere,Rusya Ruslara bırakılırsa, dünyada savaşların sonu gelmez.