Kare dünyanın pazarlarında açıklık içinde sürekli yeniden yapılanmasını bilenler hiçbir zaman yenilmezler

Adil, açık, hukuka saygılı ve yaşanabilirlik standartları yüksek bir ülkede, hem devletin, hem milletin görevi, olumlulukları büyütmek, olumsuzlukları önlemektir. Devlet ve milletin en önemli işi zorlaştırmak değil, kolaylaştırmaktır, nefret ettirmek değil sevdirmektir, çirkinleştirmek değil, güzelleştirmektir. Devletle milletin uyum ve düzen içinde olduğu, kimseye haksızlık yapılmayan, kimsenin haksızlığa uğramadığı, bir devletin simgesi terazidir.

Ağacın meyvasından, meyvanın ağacından bilindiği gibi, millet devletinden, devlet milletinden bilinir. Milletsiz devlet, devletsiz millet olmaz. Devlet millete hizmet etmek, millet devlete destek olmak zorundadır. Ancak devlet milletin gözünde bulunan mertekten önce, kendi gözündeki çöpü görmezse, haksızlıkları önleyemez. Dünyada devletler, milletlerine, yönetenler yönetilenlere savaş açarak ayakta kalamaz, güçlerine güç katamazlar.

Devletler yönetenlerle yönetilenlerin yardımlaşmalarıyla, dayanışmalarıyla uzun ömürlü olurlar. Yardımlaşma ve dayanışmada, devletin başarısı, güç kullanma yetkisini, üstünlerin hukukuna değil, hukukun üstünlüğüne dayandırmasından kaynaklanır. Bu bağlamda, devlet Yunus’un diliyle söylenirse: ‘Vurana elsiz’ ve ‘Sövene dilsiz’ olmak zorundadır. Devlet Amerika’da olduğu gibi, silahsızlara karşı, silaha başvurursa, vurana hukuk vurmaz, devlet vurursa, sövene hukuk sövmez devlet söverse, hukukun adalet terazisi, devletin güç terazisi olur.

Devletin milletine verdiği önem, milletin devletine duyduğu güven, bir ülkenin geleceğine yapılacak, en büyük ve en kazançlı yatırımdır. Devletle millet arasında saygı ve sevgi ortamını oluşturan yöneticiler, güçle, gerçekleştiremediklerinden kat kat fazlasını hoşgörülü yönetimleriyle gerçekleştirirler. Dünyanın hiçbir ülkesinde, insanlar tatlı dillere ve gülen yüzlere, karşı koymazlar, direnç göstermezler.

Amerika’dan Çin’e kadar dünyanı her ülkesinde güvenlik güçleri, yönetimlere tutulan aynalardır. Nasıl sular içinde bulundukları kabın rengini alırlarsa, güvenlik güçleri de, yöneticilerin hukuka bakışlarını yansıtırlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, devletler güvenlik güçlerinden belli olurlar. İsrail’de sık sık görüldüğü gibi, devletin yönetecilerine göre güvenlik güçleri yapılanırlar.Devletlerin otokratik mi, demokratik mi, oldukları güvenlik güçlerinden belli olur. Ülkelerde hukukun tarafsızlığını ve bağımsızlığını, güvenlik güçlerine bakılarak belirlenir.

Dünyanın her yanında, güçlü güvenlik güçleri olan yöneticiler, en büyüklerinden en küçüklerine kadar, bütün sorunları silahlarla çözebileceklerini sanırlar. Ancak bütün ülkelerde insanlar, omuzlarında silah taşıyan yöneticilere değil, ellerinde adaletin terazisini tutan yöneticilere saygı gösterirler.

Devletlerde yönetenlerle yönetilenler ayrılmaz bir bütün oluştururlar. İki kesim arasındaki yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma, hukukun üstünlüğüne dayanan, adil yönetimlerde doruk noktasına ulaşır.