Seküler dünyanın bilgi toplumlarını kutsal dünyanın bilgelik toplumlarına dönüştürmek

Sanayi toplumunda ekonomik insan ürünlerin, bilgi toplumunda eğitimli insan bilgilerin üretimini, tarih içinde benzeri görülmedik boyutlara taşımıştır. Yirminci yüzyılda üretilen, ürün, hizmet ve bilgilerin hacmi, insanlığın tarihi boyunca, üretilenlerden çok daha büyük olmuştur. Ancak üretilen ürünler ve bilgiler arasında, bilge insanlarla birlikte, erdemli insanlar da, yok olup gitmişlerdir. Bilgiler bilgeliklere dönüştürülememiştir.

Yirmi birinci yüzyılın başında dünya,altıncı baskısını hazırladığımız “Teknolojinin Ötesi” isimli, kitabımızda vurgulandığı gibi, büyük bir dönüşümün eşiğindedir. Seküler kültürle yoğrulan insanlar, ya Ionesco’nun gergedanları gibi toplu olarak, ya da Kafka’nın hamamböcekleri gibi tek tek kendilerine, ekonomiye, politikaya ve sanata yabancılaşmışlardır. Kültürsüzleşmenin önünün alınması, bütün dünyada bilgi toplumunun bilgili insanının yerine, bilgelik toplumunun bilge insanın geçmesine bağlıdır.

Bilgi toplumunun her gün yenisi eklenen bilgi denizinde, bilge insanlar etkileriyle birlikte, güçlerini de yitirilmişlerdir. Ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın odak noktasına, bilge insanı yerleştirmeden, bilgi toplumlarının bilgelik toplumlarına, dönüşmeleri mümkün değildir. Dünyadaki savaş yüzyıllarını, barış yüzyıllarına dönüştürecek olanlar, bilgi toplumlarının bilgili insanları değil, bilgelik toplumlarının bilge insanları olacaktır.

Bilgelik toplumunda Tom Peters’in kavramlaştırmasıyla, “Mükemmeli Arayış”, yalnızca bilge insanların değil, bilgi toplumunun bilgili insanlarının da ulaşmak için, akıl ve alın teri dökmek zorunda kalacakları, kızıl elmaları olmalıdır. Bilgelik toplumunda bilge insanlar, ekonomide bilge girişimcilere, politikada bilge liderlere, kültürde de bilge edebiyatçılara dönüşürler. Bilgelik bilgi verileri, arasında kaybolup gitmez.

Japonya’da NHK kanalında bir televizyon programında, İktisatçı John Kenneth Galbraith, Yenilikçi Sosyolog Alvin Toffler’a, Uzak Doğu’da “Bir resim bin söze bedeldir” diyorlarsa da, “Bir söz bin resme bedeldir” demek gereğini duymuştur. Bir resim bir yorumlanırsa, bir söz bin yorumlanır. Bilgelik toplumunda, “Bir bilgelik bin bilgiye bedeldir”. Bilgelik toplumunun ilham veren bilgelikleri, insanları bilgi yığınları arasında kaybolmaktan kurtarırlar.

Bilge insanların çoğunluğu, oluşturduğu bilgelik toplumlarında, insanlar hayata anlam ve değer kazandıran, güzelliklere güzellik katmak için, kendileriyle sonu gelmez bir yarışa girerler. İnsanlar güzel olanı bilirlerse, önlerine çıkacak zorlukları aşmakta güçlük çekmezler.

Bilgelik toplumunun bilge insanları, eli açıklıkta güneşe, alçak gönüllülükte toprağa, kusurları örtmede geceye benzerler. Onların bilgelikleriyle, bilgiler imbikten geçirilir.

Bilgelik toplumlarında görünen fizik dünyayla, görünmeyen metafizik dünya altın oranda harmanlanır. İnsanlar iyiliklere anahtar,kötülüklere kilit olurlar.