Hiçbir alanda gizliliğin olmadığı dijital dünyanın “ekonomik”ten önce “etik” düşünen girişimcilere ihtiyacı var

Bütün dinleri ve Allah’a inanmayı afyon olarak gören Komünizm uygulanabilirliğini bütünüyle yitirmiştir. Ekonomiyi inanç ve etikten bağımsız olarak ele alan, Kapitalizmin de can damarları bütünüyle kurumuştur. Çünkü her zaman olduğu gibi, dijital dünyada sağlam ekonomi, sağlam topluma, sağlam toplum sağlam insana dayanır. Ekonomi toplumun ve insanların üretime ve tüketime dönük yüzleridir. Güzel insanların üretimleri gibi, tüketimleri de güzel olur.

Matematik’ten Felsefe’ye, Biyoloji’den Kimya’ya kadar birçok bilim gibi, Ekonomi bilimi de Batılıların tekelinde değildir. Pazar mekanizmasının işleyişine ilişkin ilk önemli çalışmaları başta Gazali ve İbn Haldun olmak üzere, Müslüman düşünürler yapmıştır. Ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın odak noktasında açgözlü, çıkarcı insanlar değil, tokgözlü, dürüst insanlar vardır.Açgözlü insanlar tarihin her döneminde, toplumları büyük yıkımlara yol açan, savaşlara sürüklemişlerdir.

Komünizmin ve Kapitalizmin “Ekonomik” ve “İnançsız” insanının iflas ettiği bir dönemde, kendisi için istediğini başkası için de isteyen “güzel” ve “güvenilir” insan odaklı bir ekonomik yapı oluşturmadan, yüksek kaliteli ve düşük maliyetli üretim ve tüketim yapmak mümkün değildir. Pusulanın Kuzeyi göstermesi gibi, dürüstlüğe, açıklığa ve özveriye dayanan güven ekonomisinin ilkeleri de, üretimde ve tüketimde mutluluğun, kolaylığın, iyiliğin ve başarının evrensel yönünü gösterirler.

Yirmi birinci yüzyılın dijital dünyasında, dengeli bir gelir dağılımı ve ilkeli bir kültürel doku oluşturmada büyük bir başarısızlığa uğrayan seküler ekonomi ile İslam ekonomisi arasındaki farkları ayrıntılı olarak ortaya koymak, bütün ülkeler için hayati önem taşımaktadır. Ekonomi bilimi etikten bağımsız değildir. Tam tersine etik değer ve ilkelere dayanır. Etiksiz ekonomi bütün ülkeleri, krizden krize sürükleyen, paradan para kazanmaya zorlar.

Paradan para kazanmanın değil, ürün ve hizmet üretiminden kazanç sağlamanın yolunu açan faizsiz finans sisteminin Türkiye ve dünyadaki gelişmesi bütün dünya için önemli bir çıkış yolu olacaktır. Çünkü para kazanmak her şeydir diyenler, para kazanmak için her şeyi yapmaktadırlar. Nobel ödüllü Maurice Allais’in önemle vurguladığı gibi, paradan para kazanma bütün dünyayıi bir kumarhaneye dönüştürür.

Bütün dünyada sanayiden hizmet kesimine geçişin hızlandığı bir dönemde, finansal işlemler en hızlı gelişen sektörlerin başında geliyor. New York, Londra, Frankfurt ve Tokyo gibi dünya ekonomisinin merkezlerinde ürün ve hizmet alışverişinden kat kat fazla para ve kıymetli kağıt alışverişi yapılıyor. Küresel kuruluşların karşısında, İslami ilkelere göre yönetilen, fonların hacmi de trilyon dolarlara yaklaşıyor.

Müslümanların tasarruflarını çekmek için, büyük Batı bankaları, faizsiz işlemlerde değerlendirilen büyük fonlar oluşturuyorlar. Amerika’da ve Avrupa’da İslami ilkelere saygılı kurumlardan ve kuruluşlardan oluşan borsalar kuruluyor.

Dijital dünyanın ve ileri teknolojinin merkezi , büyük sosyal medya kuruluşlarının doğum yeri “Silikon Vadisi”nde “risksiz” faize değil de, “risk”e ve ortaklığa dayanan “Venture Capital” şirketleri, yeni teknoloji geliştirme ve ekonomide yenilik yapmada bütün dünyaya örnek oluyorlar.

Risk sermayesi şirketlerinin İslamda ana ortaklık biçimi olan “mudarabe” ortaklığına dayanmaktadır. Bill Gates ve Michael Dell gibi ünlü girişimcilerin varlıklarını bankalara değil, risk sermayesi şirketlerine borçludurlar. Onların bir adı da “Melek” ya da “Hızır” yatırımcılardır.

Elbirliği olmadan güçbirliği olmaz. Ekonomide paylaşmasını
bilmeyenler, paylaşmasını bilenler tarafından paylaşılırlar.

Güzel insanların gücü “kazandır ve kazan” ilkesine dayanan
ortaklık kültüründen kaynaklanır.

Güzel ekonomi güzel insanların kurdukları güzel ortaklıklarla inşa edilir.

Güzel insanların ortaklıkları da, ekonomileri de güzel olur.