Dünyada barışın güneşinin doğması dileğiyle. Sezai Karakoç’tan oruç ayında dua niyetine bir şiir:

Şehzadebaşı’nda 
Gün doğmadan

Yerleşecek yer aramak
Camiinin avlusunda
Soğuk bir taşa oturmak
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Başı avuçlara almak
Kuşların kanatlarını toplamak
Gecenin çatı katından
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Yüzü gözü toz içinde
Şiirden mest develerin
Gül dökülür heybesinden
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Yoldan geçen bir kaç çocuk
Kubbeyi tutan aydınlık
Mezarlarda yeni sesler
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Lâle gibi çeşmeleri
Menekşeden sebilleri
Türbeleri bir şelâle
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nın

Külahıyla Yunus Emre
Sarığıyla Akşemseddin
Kavuğuyla Mimar Sinan
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Tek başına veli ağaç
Dallarıyla taşır göğü
Köklerine bağlı toprak
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Kafdağından daha yüksek
Çin Seddinden daha uzun
İçimizde med ve cezir
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Gün doğmadan şehzadeler
Ellerinde meşaleler
Şehzadebaşı’nı gezerler
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Cin halkından kafileler
Katır sırtında geçerler
Kıra kıra kemanları
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Kızaran ufka selâm
Süleymaniye’den Beyazıt’tan
Mutlaka olmak isterim
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nda

Gün de doğar gün de doğar
Bir gün mutlaka gün doğar
Gün doğmadan neler doğar
Gün doğmadan Şehzadebaşı’nd