Dünyada kızıl elmaları olanlar dağları aşarlar olmayanlar ovalarda kalırlar

Milliyetçilik hareketlerinin doruk noktasına ulaştığı, Yirminci yüzyılda ülkelerin sınırları, bütün kuruluşların ellerini ve kollarını bağlayan, en önemli dinamik olmuştur. Yönetim dünyasının öncüleri, ekonomik ve kültürel üretimde, üstünlük sağlamanın, en geçerli yolunun, yerel kaynaklara dayanarak, dünyaya açılmak olduğunu düşünmüşlerdir. Her ülkeye kültürel alandan daha çok, ekonomik alana ağırlık vermesi önerilmiştir.

Yirmi birinci yüzyılda, yerel kaynaklara dayanılarak, rekabet üstünlüğü sağlanabilir anlayışı, geçerliliğini büyük ölçüde yitirmiştir. Artık araba söz konusu olduğunda, herkesin aklına Alman ve Fransız markalarından önce, Japonya ve Kore markaları gelmektedir. Geleceğin dünyasında, bir alanda dünya lideri olmak için, bir Batı kuruluşu olmak gerekmemektedir. Dünyada Türk, Hint, Brezilya dizileri, Hollywood dizilerinden daha çok izlenmektedir.

İster ekonomik, ister kültürel alanda, üretim yapsın, bir kuruluşun Türk kuruluşu olması, onun alanında dünya lideri olmasına engel değildir. Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de, dünya lideri olmaya yakın, dünya lideri olabilecek kültür, hizmet ve ürün üreten kuruluşlar vardır. Onlar üretimlerinde, Doğu ülkelerini aratmayan maliyetleriyle, Batı ülkelerini yakalayan kaliteleriyle, dünya pazarlarında, kendilerine sağlam yer tutmuşlardır.

Dünyadaki kuruluşların, bütün ülkelerde aranan ürünler üretebilmeleri için, doğal kaynaklardan önce, kızıl elmalara ihtiyaçları vardır. İster Doğu’da, isterse Batı’da bir ülkede olsun, kuruluşların dünya lideri olmalarında, belirleyici ve sürükleyici güç, ulaşmak istedikleri kızıl elmalarıdır. Kızıl elma sıkıntısı çeken kuruluşlar, kaynak sıkıntısı çekmeseler de, kuşaklardan kuşaklara geçecek kadar, uzun ömürlü olamazlar.

Kızıl elmaları ve kaynakları birbirinden farklı, aynı alanda ve aynı ülkede üretim yapan kuruluşların, başarıları mutlaka birbirlerinden farklı olacaktır. Kaynakları büyük olsa da, kızıl elması olmayan kuruluşların, dünya lideri olmaları mümkün değildir. Kaynakları büyük olmasa da, ulaşmak istediği hedefleri, büyük olan kendisine kızıl elma olarak, dünyaya açılmayı ve alanında, lider olmayı seçen kuruluşlar, her zaman daha başarılı olmuşlardır.

Dünyanın her ülkesinde, kaynakları değil, kızıl elmaları büyük olan kuruluşlar, büyük bir hızla yerel kuruluşlardan, küresel kuruluşlara dönüşürler. Duvarların yıkıldığı bir yüzyılda, dünya lideri olmak, bir kaynak sorunu değil, bir kızıl elma sorunudur. Kuruluşların ulaşmak istedikleri, büyük bir hedefleri varsa, hedeflerini yakalamak için, gecelerini gündüzlerine katar, kimsenin aklına gelmeyen yenilikler yapar, kızıl elma yolunda bütün engelleri aşar, aya ulaşırlar.

Kızıl elma kuruluşları ufukların ötesine, aya taşıyan kanatlı eşsiz bir attır.

Hedefleri olmayan kurum ve kuruluşların, kızıl elmaları olmaz.

Kuruluşların başarılarının şifresi, kızıl elmalarında gizlidir.