Dünyadan göçünün yeni bir yıldönümünde defteri kapanmayanlardan olan Akif İnan’ı rahmetle anmak

Her insanın, aklının düşünür, gönlünün sever, gözünün okur ve kaleminin yazar hale gelmesi için, düşünce ve sanat dünyasının derinliklerinde uzun yolculuklara çıkması gerekir. Düşünce ve sanat dünyası, kültür ve edebiyat dergilerinde, yeni yorumlar ve yeni açılımlar kazanır. Bu yüzden Anadolu insanının, düşünce ve eylem dünyasında, Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim ve Hece dergileri, şiirde, hikayede, romanda ve denemede çığır açan, görünmeyen üniversiteler olmuşlardır, olmaya devam ediyorlar.

Paul Valery”nin vurguladığı gibi: “İlk dize Allah vergisidir. Diğerleri şairin kendi çalışmasıyla yazılır.” Bütün alanlarda olduğu gibi, edebiyatta da, her edebiyatçı, ister şiir, ister hikaye, ister roman, ister deneme yazsın, kendinden önce yazılanlardan beslenir ve yazdıklarını geçmişin debiyatçılarına borçludur. Yazarlar tarih içinde, geçmişten geleceğe giden, yeni katılanlarla sürekli büyüyen büyük bir kervana benzerler. Kervana katılan her yazar, kendisinden önce yazanlarla arasında köprüler kurar.

Mavera Dergisinin yedi güzel kurucularından olan Şair Akif İnan, düşünceleriyle ve eylemleriyle Türk edebiyatında Kıyamete kadar defterleri kapanmayacak olanlar arasında yer alır. Ağırlıkta küçük değerde büyük yükler taşıyan soylu kervana katılan bütün şairler gibi, İnan da her yıl, bir dünyadan bir dünyaya geçme yıl dönümlerinde, değişik programlarla anılırlar. Onlar iki dünyayı altın oranda harmanlayan, bütün insanlığın baba evine ve ana yurduna dönüşte, karamsarlık bulutlarını dağıtan eserleriyle, sürekli anılacaklardır. İnsanlığın atalarının ayrılmak zorunda kaldıkları, “Yitik Cennet”in yol haritası, ölümsüz şairlerin, ölümsüz şiirlerine gizlenmiştir.

Güzel insanların oluşturduğu eşsiz kervan, önden gidenlere sonradan gelenleri katılımlarıyla, yıldan yıla büyüyerek geleceğe yürüyor. Bilgelerin uzun yürüyüşleri, yeni katılımlarla zenginleşerek, bütün dünyaya ışık saça saça Kıyamete kadar devam edecektir. İnsanlığın edebiyat birikimiyle birlikte medeniyet birikimi, bu büyük kervanda toplanmıştır. Her edebiyatçı ister farkında olsun, isterse olmasın, söz konusu eşsiz kervandan yararlanır. Onların kapıları herkese açıktır, bütün insanlık onlardan etkilenir.

Soylu kervanı oluşturan edebiyatçılar, kökleriyle alan dallarıyla veren ağaçlara benzerler. Onlar toplumdan aldıklarından çok daha fazlasını topluma verirler. Onların meyvaları eserleridir. Bir edebiyatçı bir eser yazar, o eseri insanlık tarihi içinde milyonlarca insan okur. Onların eserleri zaman içinde değerlerini yitirmezler, okundukça hem değer kazanırlar hem değer kazandırırlar.

Edebiyatcıların eserlerinin sayfaları arasında boş bırakılmış geniş alanlar vardır. Onların güçleri yazdıkları yanında, yazdırdıklarından kaynaklanır, yüzyıllar içinde büyük boyutlara ulaşır. Her bilge edebiyatçının yazdığıı bir şiir, bir kitap okuyanlara bin şiir, bin kitap yazdırır.

Bilgiyi bilgeliğe dönüştüren bilge edebiyatçılar, bütün insanlığın bilgi ve bilgelik birikiminde, yeni açılımlara yeni yorumlara yol açarlar.

Güzel inciler nasıl dünyanın en derin denizlerinde bulunursa, en özgün düşünceler de, en bilge edebiyatçıların eserlerinde bulunur.

Dünyada bilgi ve bilgelik birikimi, banka faizleriyle değil, bilgelerin eserleriyle zenginleşir.