Dünyayı yaşanır kılmada gönülden gönüle iletişim kurmak

İnsanın olduğu yerde iletişim vardır. İletişim olmadan etkileşim olmaz. İletişim kanallarının zenginleşmesiyle, uzaktakiler birbirlerine yakınlaşırken, yakındakiler de birbirlerine uzaklaşırlar. İletişim imkanlarının genişlemesi, paradoksal bir gelişmeye yol açmıştır. Dünyada duvarlar yıkılırken, insanlar arasında iletişimi önleyen yeni duvarlar yükselmektedir. Karmaşanın önüne geçmek için, kesintisiz çift yönlü bilgi akışını sağlayacak kanallar geliştirilmelidir.Communication

Bilgi akışının hızlanmasıyla, giderek küçülen dünyada değişen araçlarla, değişmeyen amaçlara ulaşmak için, hem uluslararası hem de ulusal düzeyde oluşan duvarların, bir bir yıkılması gerekir. Ülkeler, kurumlar ve kişiler arasındaki duvarlar, iletişim kanallarının güçlenmesiyle yıkılır. Çünkü etkileşim iletişimle gerçekleşir. Ülkeler ulusal düzeyde etkili bir iletişim ağı kurarak, uluslararası iletişimde etkin bir konum kazanırlar.

Dünyada aydınlar, edebiyatçılar, öğretim üyeleri, özel,kamu ve gönüllü kuruluşların yöneticileri arasında, güçlü bir iletişim ağı oluşturmadan, kültürler arasında düzenli bir alışveriş ortamı oluşturulamaz. Aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağı- ya bilgi akışının sağlanmadığı bir toplumda, paylaşma kültürü gelişerek, yeni açılımlar kazanmaz. Güçlü iletişim kanalları olmayan toplumlar, ürün, hizmet ve bilgi üretiminde dünya standartlarını yakalayamazlar.

Uzaklık ve yakınlık farkının kalktığı bir dünyada, “iletişim bir mesajla başlar” diyerek, hem ulusal hem uluslararası alanda güçlü iletişim ağları oluşturulmalıdır. İyilikte, güzellikte ve doğrulukta geliştirici, bir yarış olabilmesi için, kişiler gibi, kuruluşlar arasında da, kusursuz işleyen iletişim kanallarına ihtiyaç vardır. İletişim kanallarının çalışmadığı bir toplumda, hiçbir kuruluş ürün, hizmet ve bilgi üretme kapasitesini artıramaz.

İletişimde en etkili ve en güçlü kaynak, kişilerle birlikte kuruluşlar arasındaki duvarları yıkmak için, ortak bir dil oluşturmasını bilen insandır. Anadolu insanının gönlünde yatan aslanları uyandırabilmek için, bütün kuruluşlar iletişim uzmanları yetiştiren, açık üniversitelere dönüşmelidir. İlgi ve çalışma alanları ne olursa olsun, bütün kuruluşların iletişim kanallarına yatırım yapmaları, dünya barışı için de büyük önem taşımaktadır. Çünkü iletişimde yarışma olmadan, etkileşimde gelişme olmaz.

Dünyada iletişim kanallarının gelişmesi için, her ülkede her kuruluş, temel hak ve özgürlüklere saygılı, açık ve demokratik bir yapıya dönüşmelidir. Emir ve komuta zinciri içinde, sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturulamaz. Bunun için her kuruluş, kendisine örgütlenme modeli olarak orduyu değil, orkestrayı almalıdır. Çok kademeli hiyerarşik örgütlerde, iletişim kanalları tıkandığı gibi, gelişme yolunda yardımlaşma ve dayanışma imkanları da dinamitlenir.

İletişim baskı ve şiddetle, tek yönlü olarak sağlanmaz. Zorla güzellik olmadığı gibi, zorla iletişim de olmaz.

Kapılarını, sofralarını ve gönüllerini başkalarına açmayanlar, hiçbir kimseye sağlıklı iletişim kuramazlar.

İletişim kaynağı, dilden önce gönüldür. Gönül dili dünyadaki, bütün dillerin üstündedir.