Batı’da ürün, hizmet ve bilgi üretiminde, verimliliği artırma savaşı, büyük bir hız ve yoğunluk kazanmıştır. Batı ülkelerindeki tarımsal ve endüstriyel üretim patlamasının kaynağında, ekonominin her kesiminde gerçekleştirilen, verimlilik artışı vardır. Batı dünyasının ulaştığı zenginlik, sermaye birikiminin büyüklüğünden önce, verimlilik artış hızının büyüklüğüne dayanmaktadır. Düşük verimlilik artış hızıyla, büyük ekonomik gelişme sağlanmaz.
Anadolu’da işten önce dişe önem verilmiştir. Tarım toplumlarında geçerli olan ilke, sanayi toplumlarında geçerliliğini yitirmiştir. Artık ülkelerde dişten daha çok, işe önem verilmektedir. Hayatın her alanında, dişlerden sağlanacak tasarruflar sınırlıdır. İnsanlar yemeklerini azaltarak, giderlerini azaltamazlar, gelirlerini artıramazlar, üretim güçlerini geliştiremezler. İşyerlerinde verimlilik artışları, üretim artışına hız kazandırır, üretim hacmini büyütür.
Bilgi, hizmet ve ürün üretiminde, dünyada verimlik, geçmişte benzeri görülmeyen bir hızla artmaktadır.Üretimdeki ve yönetimdeki gelişmeler, bütün kuruluşları, dünyanın en başarılı kuruluşlarıyla, verimlilikte kıran kırana yarışmaya zorluyor. Artık Avrupa ülkeleri kalitesinde, Uzak Doğu ülkeleri maliyetinde, üretim yapmayan kuruluşların, gelirlerini artırarak, giderlerini azaltarak, yerel ve küresel pazarlarda, aranan ürünler üretmeleri çok zordur.
Verimlilik artışına yapılan yatırım, yenilik yapmaya yapılan yatırımdır. Verimliliği artırma dünü bırakmaya ve yarına bakmaya dayanan, sürekli yenilenmeyle gelen, bir yıkım ve bir yapım sürecidir. Kurumlarda ve kuruluşlarda verimliliği artırmak için, hem bilgiye hem bilgeliğe yatırım yapmak gerekir. Çünkü verimlilik patlamasının arkasındaki gizli güç, akılla düşünen, gönülle bakan yenilikçi insanlardır. Onlar yıklışta yükselişi görerek, yeniliklerin yolunu açarlar.
Yenilik yapma ve verimliliği artırma, kültürünün gelişmediği toplumlarda, ürün, hizmet ve bilgi üretme gücüne güç katılmaz. Verimlilik artışı, tek başına üretmekten değil, uyum içinde birlikte üretmesini bilmekten kaynaklanır. Bir kişi iki kişinin, iki kişi dört kişinin ürettiğini, hiçbir zaman üretemez. Üretim konusu bilgi ya da hizmet olduğunda, uyumlu ve verimli çalışmanın yerini, hiçbir üretim faktörü dolduramaz.Verimliliği takım çalışmasına yatkın olanlar artırırlar.
Dünya pazarlarında kusursuz ürünler ve kusursuz hizmetler üretmek için, Anadolu kuruluşları fason üretme stratejisinden, fason ürettirme stratejisine geçmek zorundadırlar. Çünkü fason ürettirenler, fason üretenlerden daha çok kazandıkları gibi, verimliliklerini çok daha hızlı olarak büyütürler. Dünyanın her yerinde, fason üretim bilgiden, daha çok emeğe dayanır. Üretimde ve yönetimde emeğin getirisi, her zaman bilginin getirisinden daha düşüktür.
Kuruluşlarda verimliliği artırma işi, yeniliğe yatırım yapma işidir.
Üretimde yenilik dünyada, herkese yararı olan buluştur.
Ülkelerde yeni zenginliğin kaynağı verimliliktir.”