Gizliliğin olmadığı güneşin hiç batmadığı kare dünyada tuzak kuranlar tuzağa düşerler

Küre yuvarlak dünyanın, düz kare dünyaya dönüşmesiyle, ülkeler arasında uzak komşu ve yakın komşu farkıyla birlikte, aydınlık ve karanlık farkının olmadığı, yeni bir küresel yapılanma ortaya çıkmıştır. Güneşin hiç batmadığı, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın hiçbir alanında, gizliliğin olmadığı kare dünyada, hiçbir ülkenin hiçbir ülkeye, hiçbir kurumun hiçbir kuruma, hiçbir kuruluşun hiçbir kuruluşa, hiçbir insanın hiçbir insana, tuzak kurması mümkün değildir.

Yapılanmakta olan kare dünyada, birbirlerine tuzak kurmaya kalkan ülkeler, birbirlerine tuzak kurmaya kalkan kurumlar, birbirlerine tuzak kurmaya kalkan kuruluşlar, birbirine tuzak kurmaya kalkan insanlar, kurdukları tuzaklara ilk önce kendileri düşerler. Kare dünya tarafların birlikte kaybettikleri çatışmaların dünyası değil, birlikte kazandıkları uzlaşmaların dünyasıdır. Küre dünyanın kurumları ve kuralları, yetersiz kaldığı için, bütün dünyada, kurumlarıyla, kurallarıyla, kare dünya tartışılmaktadır.

Küre dünyanın kurumları ve kuralları yerleşmiştir, bütün ülkelerde bilinmektedir ve bütün ülkelerde uygulanmaktadır. Ancak küre dünyanın kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, kare dünyanın karşı karşıya olduğu, ekonomik ve kültürel sorunları çözmek mümkün değildir. Bu yüzden bütün ülkelerde, kare dünyanın getirdikleri fırsatları değerlendirmek, yol açtığı tehditleri gidermek, üniversite dünyasının gündemindeki, araştırma konularının başında gelmektedir. Küre dünyada insanların makinalaşmaları tartışılırken, kare dünyada makinaların insanlaşması tartışılmaktadır.

Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde, dünyadaki ana eğilimleri araştıran uzmanların, çalışmalarında ayrıntılı olarak ortaya koydukları gibi, küre dünyanın ekonomisinde ve kültüründe, değişmez sanılan kurallar hızla değişmektedir. Küre dünyada Batı ülkeleri, geliştirdikler silahlarla, Asya ve Afrika ülkelerinin kaynaklarını yağmalamışlardır. İspanyollar Amerika’nın, İngilizler Hindistan’nın, Fransızlar Cezayir’in, zenginliklerini ülkelerine taşımışlardır. Küre dünya savaşarak gelişenlerin, kare dünya uzlaşarak gelişenlerin dünyasıdır.

Hiroşima’ya ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarıyla, kadın çocuk, genç yaşlı demeden bir günde, yüzbinlerce insanın hayatını yitirmesinden sonra, küre dünyada hiçbir ülke, geliştirilen nükleer silahları, savaş alanlarında denemeye cesaret edememiştir. Küre dünyanın nükleer silaha sahip başşehirleri, başta Washington ve Moskova olmak üzere, Londra, Paris, Yeni Delhi, Karaçi, uluslararası sorunlarını, ellerindeki atom başlıklı füzeleri, ateşleyerek çözmeye kalkışmamıştır. Barışla yeni zenginlikler kazanan, kare dünyada taraflara büyük bedeller ödeten savaşlara yer yoktur.

Küre dünyanın altın madenleri, petrol kuyuları, nükleer silahları, kare dünyada güç kaynakları olmaktan çıkmıştır. Kare dünyanın yenilik merkezleri Silikon Vadilerinde, akıllı ürünler geliştirme gücü, silisyum yataklarından değil, yenilikçi insan kaynaklarından beslenmektedir. Kare dünyada ister ekonomik, ister kültürel olsun, hiçbir savaşın, dünyayı toptan intihara götüren, nükleer silahlarla kazanılması mümkün değildir. Artık nükleer başlıklı füzeler, yalnızca dayatmacı ülkelerin, devlet törenlerinde görülmektedir. Barışa dayanan kare dünyada, başarının sırrı, daha çok barıştadır.

Silahlı savaşlarla küre dünyanın zenginliklerine ulaşılır, kare dünyanın zenginliklerine ulaşılmaz.

Kare dünya silahlarla savaşanların dünyası değil, yeniliklerle yarışanların dünyasıdır.

Kare dünyada tuzak kuranlar, kurdukları tuzaklara, önce kendileri düşerler.