Korona sonrası dünyada eğitim seviyelerini büyütemeyen ülkeler üretim seviyelerini büyütemezler

Dünyanın bütün ülkelerinde, üniversiteler toplumlarının eğitim ve kültür dünyasına katkıda bulunan kurumların başında gelirler. Ülkelerin gelecekteki başarıları, bugünden eğitime yaptıkları yatırımlardan kaynaklanır. Eğitime yapılan yatırımlar, uzun dönemde getirisi, en büyük olan yatırımlardır. Dünyanın hiçbir yerinde eğitim seviyesi küçük, üretim seviyesi büyük ülke yoktur. Ekonomiyi geliştirmede eğitim sermayesi, finansal sermayeden daha önemlidir.

Dünyanın neresinde olursa olsun, üretim gücünü büyütmek bir sermaye işi değildir. Bu gerçeğin bilincinde olan bütün kurum ve kuruluşlar,kaynaklarını toplumunun eğitim ve kültür seviyesini artırma yolunda değerlendirmektedirler.Bunun için küresel kuruluşlar, kriz dönemlerini sarsıntısız atlatmak için, eğitime daha çok yatırım yapıyorar.

Uzaklık ve yakınlık farkının, ortadan kalktığı bir dünyada, ülkeler arasındaki sınırlar gibi, eğitim kurumları arasındaki sınırlar önemini büyük ölçüde yitirmiştir. İletişimdeki ve etkileşimdeki gelişmelerle, dünya kapısız, duvarsız, çatısız herkesin yararlandığı “Açık Üniversite”ye dönüşmüştür.

Dünyada “Sağcı”lar ve “Solcu”lar,”Yoksul”lar ve “Zengin”ler değil, dünyadaki gelişmelere ayak uyduranlarla, ayak uyduramayanlar savaşıyor. Bu savaşta belirleyicilik, ülkelerin silahlı güçlerinden, silahsız güçlerine kaymıştır.Ülkelerin esnek gücünü oluşturan silahsız güçlerinin başında, bilgiyi bilgeliğe dönüştüren bilgeler, yetiştiren üniversiteler gelir.

Bütün dünyada üniversitelerin görevi eğitim seviyesini yükselterek,üretim güçsüzlüğünün üstesinden gelmektir. Dünyanın bütün ülkelerinde mesleksizlik ve işsizlik eğitim seviyesinin düşüklüğünden kaynaklanır.Bunun için bütün ülkeler,kaynaklarının önemli bir kısmını, ilk okuldan üniversiteye eğitime ayırmaktadır.

Anadolu insanı için eğitim söz konusu olduğu zaman akan sular
durur.Anadolu’da kalem tutan eller her zaman saygıyla ve sevgiyle karşılanır. Alın teriyle, göz nuruyla, el emeğiyle üreten insanlara büyük önem verilir. El açan insanlar değil,el açılan insanlar olmaya özendiren eğitimin, yeri,yaşı ve zamanı olmaz, beşikten mezara kadar devam eder.

Anadolu’da bir insan için, elinin emeğine dayanmaktan, daha erdemli bir iş yoktur. Bunun için, Osmanlı sultanları bile, “Hazine”ye bel bağlamamışlar, ellerinin emeğiyle geçinmek için her biri bir meslek sahibi olmaya önem vermişlerdir.

Abdülhamit usta bir marangozdur. Yıldız Sarayı’na örnek bir atölye kurmuştur. Anadolu kültürüde hiç kimse, karşılıksız başkalarından birşey istemeyi aklından bile geçirmez. Çünkü “yardım alan, emir de alır” yasasını herkes bilir.

Dünyanın hiçbir yerinde yardım isteyenlerin saygınlığı olmaz. Bu yüzden, Özal iktidar olur olmaz, “Batı”dan yardım değil, ticarette ortaklık istiyoruz” demiştir.

Yönetim ve üretim kültürünün temellerini, öğrenmek herkesin görevidir. Bunun için, yüksek lisans yapmaya gerek yoktur. Salgın hastalık döneminde evler birer okula dönüşmüştür.

İnternet bütün bilgi kaynaklarını eve taşımıştır. İnternette öğrenmenin sınırı yoktur. Günün her saatinde internetten yararlanılabilir.

Genel kültürün kazanılmasında, temel eğitim kurumlarının yerine,uzaktan eğitim geçmiştir. Oluşmakta olan dünyada, her ev hem bir işyeri ,hem de bir okul olmuştur.

Korona zoruyla bütün kurumlar, bütün kuruluşlar, geri dönüşü olmayan, uzaktan eğitime ve uzaktan yönetime geçmiştir.

Ülkelerin üretim güçsüzlüğünün üstesinden, iş arayan eğitimli gençler değil,iş kuran girişimci gençler gelir.

Gönüllerinde girişimci yatan gençler için, eğitimin kapıları sonuna kadar açılmıştır.

Korona sonrası dünyada, eğitim ve yönetim, korona öncesi gibi olmayacaktır.