Nazizm’in Faşizm’in Komünizm’in Kapitalizm’in anavatanı Avrupa’nın dünyaya yaptığı en son kötülük Siyonizm’dir

Dünyada ülkelerin iç ve dış politikadaki ağırlıkları, önemli bir nüfus ve üretim gücüne sahip olmalarından kaynaklanır. Bunun için, ülkelerin büyük şehirleri, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın ana dinamiğini oluştururlar. Şehirler ülkelerin hem ekonomik zenginliklerinin, hem kültürel derinliklerinin, en somut göstergeleridir. Büyük şehirleri olmayan ülkelerin, büyük ekonomik ve kültürel güçleri, dünya politikasında ağırlıkları olmaz.

İslam dünyasının bağrına bir hançer gibi saplanan İsrail, dünyanın ne kadar büyük ordusuna sahip olursa olsun, dünya ülkeleri arasında, sözü ve etkisi olan bir devlet olamaz. Çünkü Tevrat bir ırkın kutsal kitabı, Yahudilik yalnızca Yakupoğullarının dinidir. Müslümanlık ve Hristiyanlık gibi, her soy ve her renkten insanın katılımına açık değildir. Ayrıca Yahudilerde anne önemlidir, annesi Yahudi olmayan Yahudi olamaz.

Yahudilerin milliyetçileri Siyonistler, mavi Nil ile yeşil Fırat arasında güçlü İsrail devletinin rüyası görmektedirler. Ancak ikibin yılda, bütün dünyaya dağılmış Yahudilerin, on beş milyonluk bir nüfusa ulaşmaları, onların Kıyamete kadar büyük devlet olmalarının mümkün olmayacağını göstermektedir. İsrail Filistin topraklarındaki varlığını, Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle sürdürmektedir. New York’ta Tel Aviv’den daha çok Yahudi yaşamaktadır. Siyonistlerin kutsal şehirleri, Kudüs değil “Jew York”, olarak bilinen New York’tur.

Vietnam’da, Afganistan’da,Irak’ta,Suriye’de,Yemen’de, yaşanan olaylardan sonra açıkça ortaya çıktı ki, yalnızca silah gücüyle, ülkelerin yönetimlerini ve haritalarını değiştirmek mümkün değildir. Ülkelerin gelecekteki en büyük güvenceleri, ordularından önce genç ve girişimci nüfusları olacaktır. İsrail gibi, Körfez ülkeleri gibi, belirli bir nüfus büyüklüğüne ulaşmayan ülkelerin, doğal kaynak ve silah gücüyle, ayakta kalmaları ve varlıklarını korumaları çok çok zordur. Gizliliğin, merkez ve çevre farkının olmadığı dünya, silahlı güçlerden önce, silahsız güçlerin önem kazandığı dünyadır.

İsrail’in iç ve dış politikasını Yahudi geleneği değil, Yirminci yüzyılın en büyük ve en bulaşıcı hastalığı olan ırkçılık belirliyor. Irkçılığın anası Avrupa’da doğan “Nazizm”dir. Filistin topraklarını kan ve gözyaşı göllerine çeviren, dünyanın en kanlı ırkçılık hareketlerinden biri olan Siyonizm Nazizmim ürünüdür. Nazizmi aratmayan Siyonizm, son iki yüzyılın en kanlı, en dehşet verici ırkçılık hareketidir. Siyonistler Almanların Yahudilere uyguladıkları, soykırımın ve şiddetin kat kat fazlasını Filistinlilere uygulamaktadırlar. Onlar Avrupalı ustalarından, çok daha dehşet verici olmuşlardır.

Müslümanlarla Yahudiler, İslamın ilk yıllarından beri, yüzyıllarca bir arada yaşamışlardır. Ancak hiçbir zaman, İslam dünyasında, bir Yahudi soykırımı olmamıştır.

Dünyada soykırımın ustası ve öncüsü, insanlığa Nazizmi, Faşizmi, Komünizmi ve Kapitalizmi doğuran Avrupalardır.

Yeni dünyada ırkçılık peşinde koşan, ayrımcılık yapan ülkeler,her yerde, her zaman ırkçılıkla karşılaşırlar.

Irkları yok etmeye kalkanlar, kendi ırklarını yok ederler. Etki tepki yasası her alanda geçerlidir.

İşgal edenler işgal edilirler, vuranlar vurulurlar, yok edenler yok edilirler.