İlk öğretimden yüksek öğretime kadar, bütün eğitim kurumları, öğrenen öğretmenleri, öğreten öğrencileriyle, ülkelerin ekonomik ve kültürel omurgasını oluştururlar. Eğitim öğrencilere bilgi kazandırma, kazanılan bilgiyi yararlı hale getirme, hayata aktarma sürecidir. Ömür boyu devam eden bu süreçte, yaşı ve işi ne olursa olsun, herkes hem öğreten öğretmen, hem öğrenen öğrencidir. Öğrenmenin ve öğretmenin yeri, yaşı ve zamanı yoktur. Hayatın her alanında, herkesin dünyayı okumasını ve anlamasını öğrenmesi bir görevdir, bir sorumluluktur.
Dünya barışı için insanların hayatlarını öğrenmeye ve öğretmeye adamaları hayati önem taşır. İnsanların en büyük ve getirisi en yüksek zenginlikleri, bilgi ve bilgelik birikimleridir. Bir insan sahip olduğu bütün zenginliklerini kaybedebilir. Ancak bilgisi ve bilgeliği, insanın kaybetmeyeceği tek zenginliğidir. Bu yüzden, her ülkede eğitim günlük politikanın dışında tutulur. Öğrencileri ve öğretmenleriyle eğitime yapılan yatırım, bir ülkede kazancı en yüksek ve ülkenin geleceğine olan yatırımdır.
Anadolu insanının ümit ve güven kaynağı ve her dönemin öğretmeni, Yunus Emre’nin bilim için söyledikleri, eğitim için de geçerlidir. Eğitim eğitim bilmektir. Eğitim insanı bilmektir.Eğitim hayatı bilmektie. Eğitim dünyayı bilmektir. Ülkelerin geleceklerini aydınlatacak eğitim, insanı, hayatı, toplumu ve dünyayı bütün boyutlarıyla bilmedir ve derinliğine kavramadır. Eğitimin derinden kavranabilmesi için, insanın kendisini ve ülkesini bilmesi, iç ve dış dünyasını güzelleştirmesi, hayati önem taşır. İnsanın kendisiyle birlikte çevresini de güzelleştirmeyen eğitim,her alanda barışa değil, savaşa hizmet eder.
Eğitim bir ülkenin kültürüne ve ekonomisine yeni boyutlar kazandırarak, hem zenginleştirme, hem de güzelleştirme yeteneğidir. Ülkelerin geleceğini inşa etmede, eğitim, kültür ve ekonomi yanında, üçüncü temel taşını oluşturur. Ülkelerin gelecekteki başarıları temellerinin sağlamlığına bağlıdır. Bu temellerden birinin zayıflığı, diğer alanlarda etkisini gösterir. Eğitim kültürün kınından çıkan, dönüştürücü ekonominin kılıcıdır. Eğitim almak, bütün dünyada temel insan haklarının başında gelir.
Ülkelerde eğitimsizlik, ekonomik ve kültürel alanda verilmesi gereken savaşı, pazarlardan cephelere taşır. Bu yüzden, bir ülkede eğitimsizliğin bedelini, toplumun bütün kesimleri çok pahalı bir olarak öderler. Eğitimsizlik her dönemde, büyük yıkımların ana kaynağını oluşturur.
Bütün ülkelerin en büyük ve en önemli sorunu, eğitimsizliğin üstesinden gelmektir. Bu sorunu çözmenin yolu da, herkesin hayatını öğrenmeyi öğrenmeye adamasından ve yatırım yapmasından geçer.
Öğrenen öğretmenler, öğreten öğrenciler, düşünceyi eyleme, eylemi düşünceye dönüştürerek, üreten el olmasını öğrenirler, hem kültüre, hem ekonomiye en büyük katkıyı yaparlar.
Eğitimle insanlar çorak topraklarda, akıp gitmekten kurtulurlar.
Eğitimsizlik üretimsizliktir, üretimsizlik yoksulluktur.
Öğrenmesini öğrenenler, yoksul düşmezler.
BÜTÜN ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ DOSTLARIMIN, ÖĞRETMENLER VE ÖĞRENCİLER GÜNÜNÜ, ÖĞRENMEYEİ ÖĞRENENLERDEN OLMALARI, DİLEKLERYLE GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.