Öğrenmesini öğrenen bir toplum olmak için dünyada her gün hem öğretmenler hem öğrenciler günü olmalıdır

İlk öğretimden yüksek öğretime kadar, bütün eğitim kurumları, öğrenen öğretmenleri, öğreten öğrencileriyle, ülkelerin ana güç kaynağını oluştururlar. Eğitim öğreticilere ve öğrencilere bilgi kazandırma, kazanılan bilgiyi yararlı hale getirme sürecidir. Ömür boyu devam eden süreçte, yaşı ve işi ne olursa olsun, herkes hem öğreten öğretmen, hem de öğrenen öğrencidir. Öğrenmenin ve öğretmenin yeri ve zamanı yoktur. Hayatın her alanında toplumlar kültürü, siyaseti ve ekonomiyi okumasını ve yazmasını öğrenmek zorundadır.

İnsanlar hayatlarını öğrenmeye ve öğretmeye adarlarsa hem kendilerini, hem toplumlarını dönüştürürler. İnsanların dünyadaki en büyük, getirisi en yüksek zenginlikleri, bilgi ve bilgelik birikimleridir. Bir insan sahip olduğu bütün zenginliklerini kaybedebilir. Düşünceleri ve eylemleri, insanların kaybetmeyecekleri ve eğitimle sürekli yenileyecekleri en büyük sermayeleridir. Bu yüzden dünyanın her ülkesinde, eğitim günlük siyasetin dışında tutulur. Öğrencileriyle ve öğretmenleriyle eğitime yapılan yatırımlar, kazançları çok büyük hem ülkelerin hem dünyanın geleceğine yapılan yatırımlardır. Çünkü eğitim düzeyleri yükselen toplumların düşünce ve eylem düzeyleri yükselir.

İnsanlığın büyük bilgi ve bilgelik kaynağı, her dönemin asla batmayan güneşi, Yunus Emre’nin bilim için söyledikleri, eğitim için de geçerlidir. Eğitim eğitim bilmektir. Eğitim insanı bilmektir. Eğitim dünyayı bilmektir. Dünyanın geleceğini bilimi, bilgeliği, düşünceyi, eylemi, bütün boyutlarıyla bilen ve derinliğine kavrayan eğitimciler inşa edecektir. Eğitimin derinden kavranabilmesi için, insanların kendilerini bilmeleri, iç ve dış dünyalarını güzelleştirmeleri hayati önem taşır.

Eğitimle bütün dünyanın kültürüne, siyasetine ve ekonomisine yeni boyutlar kazandırılır. Dünya eğitim düzeyi yüksek insanlarla barış dünyasına dönüşerek, hem zenginleşir, hem güzelleşir. Barış dünyasının inşasında, eğitim, siyaset ve ekonomi yanında, üçüncü temel taşı oluşturur. Toplumların başarıları temellerinin sağlamlığına bağlıdır. Temellerden birinin zayıflığı, bütün alanlarda etkisini gösterir. Eğitim siyasetin kınından çıkan ekonominin kılıcıdır. Bu yüzden öğrenmek ve öğretmek birlikte yaşamanın can damarıdır, barışın en büyük güvencesidir.

Eğitimsizlik ekonomik, siyasal ve kültürel alanda verilmesi gereken savaşları, cephelere taşır. Bunun için ülkelerde eğitimsizliğin bedelini, toplumların bütün kesimleri çok pahalı bir olarak öderler.

Dünyada bütün ülkelerin en büyük ve en önemli sorunu, eğitimsizliğin üstesinden gelmektir. Her alanda eğitim sorununu, ya öğrenen ya da öğreten olmasını bilen insanlar çözer.

Eğitimle insanlar çorak topraklarda akıp gitmekten kurtulurlar. Eğitimsizlik mesleksizliktir, işsizliktir, yoksulluktur.