Tarihin her döneminde iktidar doyumsuzluğu büyük yıkımlara yol açmıştır

Dünyada sivil toplum siyasal topluma, siyasal toplum da sivil topluma özenmektedir. Her iki kesimin birbirinin yerine göz dikmesiyle, görev ve sorumluluklar birbirine karışmıştır. Siyasal ve sivil toplumların, yer değiştirdikleri dönemlerde, edebiyatın gücü ve önemi katlanarak artmaktadır. Toplumlar geçmişten geleceğe, edebiyatla taşınırlar. Bütün dünyada edebiyatlar toplumların, bitmeyen tükenmeyen hazineleridir.

Edebiyatlar bilinen geçmişten değil, bilinmeyen gelecekten haber verirler. Edebiyatı olmayan toplumlar, ağaçları olmayan bahçelere benzerler. Toprağı Yunus’un şiirleriyle yoğrulan Anadolu’da, insanlar birbirlerini Allah için severler. Her medeniyetin edebiyatı, her edebiyatın kitapları vardır. Kitaplarla her insan, binlerce yıl yaşamışçasına, bilgi ve bilgelik kazanır. Medeniyetler tekrar tekrar okunan, kitaplarıyla medeniyet olurlar.

Medeniyetler gibi edebiyatlar bir değerler yumağı, bir değerler mimarisidir. Hayatın her boyutu, edebiyatın ve medeniyetin değerleriyle renk ve tat kazanır. Akif İnan’ın “Edebiyat ve Medeniyet Üzerine” isimli kitabında vurguladığı gibi: Medeniyetsiz edebiyatların derinliği, edebiyatsız medeniyetlerin zenginliği olmaz. Hem siyasal hem de sivil kesimler, ülkelerin medeniyetleriyle birlikte, edebiyatlarını yaşatırlar.

Medeniyetler ülkelerin geçmişlerine, edebiyatlar geleceklerine ışık tutarlar. Medeniyetler geçmişte ortaya konulan değerleri, edebiyatlar gelecekte verilecek eserleri bugüne taşırlar. Edebiyatlar medeniyetlerin üniversiteleridir. Medeniyetler canlılıklarını üniversiteleriyle korurlar. Üniversiteler, edebiyat ve medeniyet çalışmalarının bereketli topraklarıdır. Yetiştir- dikleri öğrenmesini öğrenen insanlarla hayatı yaşanır kılarak, toplumları dönüştürürler.

Üniversiteler sürekli sorgular, sürekli araştırır, sürekli yenilik yaparlarsa, insanlığın edebiyat ve medeniyet birikimine katkıda bulunurlar. Üniversiteler ne kadar hayatı kolaylaştırır ve güzelleştirirlerse, o kadar yerel ve küresel barışa yeni açılımlar kazandırmış, sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar. Üniversiteler dünya barışının misyonerleridir. Dünyanın en güçlü sivil toplum kuruluşları olan üniversiteler, siyasallaşırlarsa barışın değil, savaşın misyonerleri olurlar.

Anadolu’da medeniyet deyince akla Sinan, edebiyat deyince akla Yunus, üniversite deyince akla Mevlana gelir. Anadolu insanın düşünce ve eylem dünyasında, üç büyük edebiyat ve medeniyet zirvesinin, doldurulmaz yeri, vazgeçilmez değeri vardır. Düşünce ve eylemin zirveleri, hiçbir zaman iktidarların, her yaptıklarının onaylayıcıları olmazlar. Onlar ödün ver- meyen tutum ve davranışlarıyla, bütün dünyanın gücünü hiç yitirmeyen yol göstericileri olurlar.

İktidar hem siyasal hem sivil hem de üniversite kesiminin, derinliklerinde kaybolduğu kıyısız bir denizdir. Dünyanın her ülkesinde, iktidar doyumsuzluğu, dehşet verici cinayetlere, büyük yıkımlara yol açmıştır.

Tarihin her döneminde görüldüğü gibi, “İktidar olmak için her şey yapılır” diyenler, atom bombasını geliştirenler gibi, dünyaya en büyük kötülüğü yaparlar.

İktidarını paylaşmayanların iktidarları paylaşılır. İktidarın kaynağı adalettir. Adaletin kılıcı iktidarın kılıcından daha keskindir.