Başarı akıl terinin göz nurunun el emeğinin ödülüdür

Ahilik Anadolu insanının yüzyıllar önce, kaliteli ürün ve hizmet üretmeyi teşvik etmek amacıyla, üreticilerin kurup geliştirdiği bir kurumdur. Ahiler hayat ve güç kaynağı şehirlerde, değişik alanlarda üretimi geliştirmek için, üreticiler arasında dayanışmyıa ve yardımlaşmayı sağlayan öncülerdir. Onlar üreticiyle birlikte, tüketicinin haklarını koruyan, iyilikleri özendiren, kötülükleri önleyen, dönemlerinin başarılı sivil toplum kuruluşlarıdır.

Ahilerin Anadolu’da unutulmayan uygulamalarının başında “Pabucu dama atmak” geleneği gelir. Onlar gelenekleriyle iş ahlakının, ekonomik ve kültürel hayatın özü ve özeti, olduğunu ortaya koymuşlardır. Ahilik kuruluşu, üretimde kaliteyi korumak için, hiç kimseye çıraklığını yapmadığı bir işin, ustalığına soyunmasına izin vermez. Ahiler oluşturdukları denetim mekanizmalarıyla, üretimlerinin kalitesini, kamu kuruluşlarından önce, kendileri denetlemişlerdir.

Değişik üretim konularıyla, ilgilenen ahi kuruluşları, hatalı ürün üreten ya da müşterisini aldatan üreticileri yargılamışlardır. Üretici hatalı bulunursa, yaptığı pabuç ya da benzeri ürün, ahilerin yöneticisi tarafından, herkesin gözü önünde bir binanın damına atılır. Kusurlu üretim yapan bir üreticinin ürünü dama atılırsa, artık onun çalışmasını sürdürmesi mümkün değildir. Bu yüzden ahilerin Anadolu’nun ekonomik ve kültürel yapısında, vazgeçilmez bir yerleri vardır. 

Ahilik geleneğinin temellerinde, geçmişte başarıyla uygulanan, ekonomide açıklığı, ahlakta sınırları vurgulayan, “üç açık, üç kapalı” diye formüle edilen ve hayatın bütün boyutlarını kuşatan ilkeleri vardır. Ekonomik, siyasal ve kültürel, her alanda başarılı olmak isteyenler, yeri ve zamanı gelince alnını, kapısını ve sofrasını açık, elini, belini ve dilini de kapalı tutmasını bilmek zorundadırlar. Geçmişin derinliklerinden bakmadan, geleceğin aydınlık yüzü görülmez. 

Yeni yatırım yapmada, kurulu bir işletmeyi genişletmede, başarılı olmanın sırları, bin yıllık Anadolu tarihinin derinliklerinde yatmaktadır. Selçukluları ve Osmanlıları güçlü kılan değerleri, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla, ayrıntılı olarak araştırmadan, iş dünyasındaki başarılı kuruluşların önünde gitmek kolay değildir. Geçmişlerini bilmeyen toplumlar, geleceklerini tasarlayamazlar. Kuruluşlar dünyasında tartışılan değerler, ahilik kültürünün güncelleştirilmiş ilkeleridir. 

Dürüstlük göründüğün gibi olma, kendisi için iyi olanı, başkası için isteme, istenen ürün ve eksiksiz hizmet üretiminde, yardımlaşma, katılımcı yönetim ve adil paylaşım gibi, Yönetim Bilimlerinin tartıştığı ilkeler, yöntemler ve yaklaşımlar, binlerce yıllık ahi kültüründe tartışılmış ve uygulanmıştır. Anadolu’nun dünyaya açılan kuruluşları, karşılaşılan ekonomik ve kültürel sorunlara, yeni çözüm yollarını, geçmişin zengin bilgi ve bilgelik birikiminde bulacaklardır. 

Küresel ahlak ve ekonomi ilkeleri, zamanla büyük değişiklikler göstermezler.

Başarıların kaynağında, ahlaki üstünlüğün doğurduğu güç vardır. 

Kuruluşların geleceğini, geçmişten bakanlar inşa ederler.