İnsanın kendisini bilmesinden daha önemli bilgi, kendisini yenmesinden daha büyük başarı yoktur. Bilgi kazanmak için okumak, başarı kazanmak için yapmak gerekir. İnsan okuduğu kadar düşünür, yaptığı kadar bilir. Okumayan insan düşünmez, yapmayan insan bilmez. Düşüncesiz bilgi, bilgisiz düşünce zenginleşmez. Bu yüzden hem düşüncenin, hem de bilginin hayat kaynağı, okumasını bilmektir.
Önce yazmak değil, okumak vardır. Hiçbir konuda okumadan yazılmaz. İnsanların düşünce ve eylem, dünyalarının mimarları okudukları kitaplardır. Az ve öz sözün ustası, Anadolu insanının günlük hayatında, ekmek ve su gibi, kalemin, defterin ve kitabın doldurulmaz bir yeri vardır. Bütün insanlığın düşünce eylem birikiminin, ana kaynağı olan Kutsal Kitap, “Oku” buyruğuyla başlar. Tabiat gibi, insan da sırlarını okumasını bilenlere açar.
Bir kitabın çileli oluşum süreci vardır. Kitap dostlarının çok boyutlu dünyalarında, medeniyetlerin can damarları kitaplar, vazgeçilmez bir yer tutar ve büyük önem taşırlar. Güzeller güzelini, doğrular doğrusunu, iyiler iyisini bulmak için, dünyada herkesin ya okuyan, ya yazan, ya da okuyan ve yazanı seven olması gerekir. Dünyada, okumaya değer kitapları okumayanlar, arkalarında yazılmaya değer eserler bırakamadıkları gibi, bilinmeye değer eylemler de yapamazlar.
Okumanın yeri, yaşı ve zamanı yoktur. Her insan işi, yaşı ve inancı ne olursa olsun, beşikten mezara kadar okumak zorundadır. Tabiatın açık üniversitesinde eğitim süreklidir. Ömür Ceylan’ın “Önce Aşk Vardı” kitabında ortaya koyduğu gibi, Anadolu insanının bin yıllık aşk tarihi, şiirin kültürü, kültürün şiiridir. Şiir sözün özü ve kitabın özetidir. Hayatın şiirini yakalamak için, dünyayı yaşanır kılacak kitabı okumak gerekir.
Evrenin özü dünya, dünyanın özü kitap ve kitabın özü de şiirdir. Şiir kitabın, kitap dünyanın, dünya evrenin gizemli hazinesidir. Hazinenin anahtarları, hayatı okumasını bilen şairle- re verilmiştir. Onlar dünyayı şiirlerinin aynasından yansıtırlar. Şairlerin aynasında bütün dünya görülür. Güzel kitaplar, bütün yazılanları okuyup, özümseyip ve unuttuktan sonra geri- ye kalan şiirlerdir. Onların şiirini yakalayanlar, bütün insanlığa ölümsüzlüğün ışığını taşırlar.
Okumayı ve yazmayı seven toplumlarda, hayatın her alanında ezberlenilen, tekrar tekrar okunan, tekrar tekrar yorumlanan şiirler yazılır.
Tarih boyunca yazılanların hepsi, kutsal kitapların sonuncusunun, bütün insanlığa getirdikleri haberleri anlamak ve anlatmak için yazılmıştır. Kur’an Aragon için, “Kocaman sonsuz bir şiirdir. Büyüklüğü şiir olmasındadır.” Ancak “Şair sözü değildir”, insanlığın serüveninin şiirsel anlatımıdır.
Kutsal kitapların sonuncusu, en sonda gelen, ancak ilk başta olanın şiirini, denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa, anlatamaz.
Şiir insanlığın yararlanması için, geçmişten geleceğe derin bir ırmak gibi, durur gibi akar, akar gibi durur.
Bütün insanlığın şiirsel birikimi, kutsal şiirin sürekli okunan uzun bir dizesidir.