Duvarsız kapısız çatısız kare dünyada gizlilik yoktur herşey görülür bilinir duyulur

Yirmibirinci yüzyıl bütün dünyada, herkesin kameralarla izlendiği, televizyon ekranlarında görüldüğü bir yüzyıldır. Küre yuvarlak dünya, gece ve gündüz farkının olduğu, gece kimsenin kimseyi görmediği bir dünyadır. Kare düz dünya ise, gece ve gündüz farkının olmadığı, herkesin herkesi her saat gördüğü bir dünyadır. Küre dünyada yalnızca gündüzler, kare dünyada hem gündüzler, hem geceler geceler aydınlıktır. Kapısız dünya, gizliliği olmayan bir dünyadır.

Küre dünyada ışıkların sönmesi, gündüzün de geceye dönüşmesi, büyük bir korku kaynağıdır. New York’ta yetmişli yılların sonlarında, bir elektrik santraline yıldırım düşmesiyle, bütün bir şehir büyük bir karanlığa gömülmüştür. New York ilk defa ışıkların sönmesiyle karşılaşmıştır. Küre dünyanın bir günlük karanlığı, dünyada pek çok ülkeden daha büyük olan New York’ta, dehşet verici bir yağmalama ve hırsızlık eylemlerine yol açmıştır.

Bütün dünyanın gündeminde olan kare düz dünyayı, ülkeler bir fırsat olarak gördükleri gibi, bir tehdit olarak da görmektedirler. Ancak hiçbir ülkenin, kare dünyayı görmezlikten gelmesi mümkün değildir. Müslüman ülkeler kare dünyadaki, gelişmelere ayak uydurmak için, yeni bir döneme girmek, yeni hayata uyanmak zorundadırlar. Dünyada geceler ne kadar karanlık olursa, onları aydınlatacak olan yıldızlar da, o kadar parlak olurlar.

Yeni dünya, bütün duvarların, bütün kapıların, bütün çatıların kaldırıldığı, düz bir bilgisayar ekranında, bütün ülkelerin buluştuğu, küresel bir açık pazardır. Bu pazarda iki dünyanın ürünleri, hizmetleri ve bilgileri satılır. Pazarın en önemli, en güçlü ve en çok kazançlı sermayesi, tek yüzlü olmak, iki yüzlülükten kaçınmaktır. Herkes Mesnevi’de, Mevlana’nın vurguladığı gibi: “Göründüğü gibi olmalıdır, olduğu gibi görünmelidir.”

Kare dünyada yalancının mumu yatsıya kadar kalmaz, yanar yanmaz hemen söner. Camdan dünyada kimse kimseye, yüzüne karşı söyleyemeyeceği bir sözü, kapalı kapılar arkasında söyleyemez. Çünkü kare dünyada kapalı kapı yoktur, bütün kapılar açıktır. Açık kapılı dünyada, herkes derin ve zengin Anadolu’nun, “Kırk kere düşün, bir kere konuş” ilkesine özen göstermek ve dört elle sarılmak zorundadır. Kim nerede ne yapmışsa, önünde ya da sonunda, karşısına çıkacaktır.

Gece gündüz farkının ortadan kalkması, işi, yaşı ve mesleği ne olursa olsun, kare dünyada yaşayan herkesi, hem dürüst olmaya, hem de alın teri, göz nuru ve el emeğiyle yaşamaya özendirmektedir. Örtüsüz dünyada insanın, paranın ve bilginin, işsiz ve işlevsiz kalması, hoş görülmez ve iyi karşılanmaz. Kaynaklarını iyi değerlendirirse, her insan dünyayı değiştirecek bir güçtür. İnsanın iki büyük erdemi vardır: Doğruluk ve iyilik. Doğruluk iyiliktir, iyilik doğruluktur.

Yeni oluşmakta olan kare düz dünyada, kimsenin kimse- ye üstünlüğü yoktur. İnsanlar yaptıkları iyiliklerin, ödülleri- ni alacaklar, kötülüklerin de cezalarını, mutlaka göreceklerdir.

Kare dünyada güçlerinin sınırlarını bilmeyenler, sınırsız sandıkları güçlerinin altında ezilmekten kendilerini kurtaramazlar.

Güçlü olanlar nerede durulması gerektiğini bilirler. Önemli olan gücü doğru yerlerde, doğru zamanlarda değerlendirmektir.