Dünyanın her ülkesinde, kötümser ve aykırı düşünmek, John Kenneth Galbrait’in demesiyle, aydın olmanın en kolay ve en kısa yoludur. Dünyadaki gelişmelere, karamsar gözle bakanlar, her yerde büyük ilgi toplarlar. İyimser düşünenlere onlarca, kötümser düşüncelere ise, binlerce insan kulak vermektedir. Dünyadaki gelişmeler karşısında kötümser olmak, iyi aydın olmak anlamına gelmektedir.
Dünyayı yaşanır kılmak için, dünyadaki gelişmeleri iyimser bir gözle, değerlendirmesini herkes öğrenmelidir. Eleştirel düşünmesini bilen, Stefano E. D’Anna’nın vurguladığı gibi: “Gezegenin artık bütün bölgelerine yayılmış sefaletten, her türlü cürüm ve savaşa kadar, dünyanın karşı karşıya olduğu sorunların, ilk sebebi ve kökeni, in- sanlığın negatif düşünme ve hissetme alışkanlığıdır.” Olumsuz düşünenlerden, olumlu eylemler beklenmez.
Dünyanın her yanında estirilen kötümserlik fırtınalarını, iyimserlik rüzgarlarına dönüştürmek için, Van Gölünün inci kefalleri gibi, akıntıya karşı yüzmesini bilmek gerekir. Onlar doğdukları çaylardan akıntı yönünde giderek, göle ulaşırlar. Zamanı gelince de akıntıya karşı yüzerek, çayların kaynakları yönünde gider yavrularını bırakırlar. Onların yavrulamak için, önlerine çıkan engelleri ustalıkları aşmaları, akıntıya karşı gitmenin en çarpıcı örneğini oluşturur.
Tarih boyunca ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın, birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde olan, karmaşık yapılarını dönüştürenler, akıntıya karşı gitmede, engelleri aşmasını bilenlerdir. Onlar toplumları değiştirmek için, insanların üstüne karabasan gibi çöken, karamsarlık bulutlarını, haksızlıklara karşı direnenlerin, dağıttıklarını bilirler. Haksızlıkların önüne geçmek, kötülükleri önlemek, ümitlerini yitirmeyen, kötümserliğe kapılmayan insanların işidir.
Dünya korku ve düşmanlıkları büyüten kötümser insanlar- la değil, hiçbir zaman karamsarlığa düşmeyen, iyimser insanlarla güzelleşir. İnsan hem küçük bir Cennet, hem de küçük bir Cehennemdir. Dünya olumlu düşünen iyimser insanların elinde Cennete, olumsuz düşünen kötümser insanların elin- de de Cehenneme dönüşür. Dünya akıntı yönünde giden, sıradan insanlarla değil, akıntıya karşı giden, sıradışı insanlar- la yaşanılır olur.
İnananların olduğu yerde, ümitsizlik olmaz. Ümitlerini hiçbir zaman yitirmeyen insanlar, dünyada hiçbir şeyin eksikliğini çekmezler. Onlar önce gülleri, sonra dikenleri görürler, dikenlerine katlanmadan, güllerden yararlanılmayacağını bilirler.
Akıntıya karşı gitmek için, dünün güzel olması yeterli değildir. Bugün dünden, yarın bugünden daha güzel olmalıdır.
Bugün dünden daha yaşanır kılınmazsa, yarın bugünden daha yaşanır olmaz.