Postkorona dünya her gün yeniden doğanların sürekli yeni sözler söyleyenlerin dünyasıdır

Dünya ekonomisindeki büyük dönüşümlere, ilişkin kitaplarıyla tanınan Alvin Toffler, ülkelerin dünyadaki gelişmelere nasıl uyum sağlayabileceğini anlatan, çok sayıda çalışma yapmıştır. “Zenginlik Devrimi” kitabında, geleceğin şirketlerinin Ford benzeri kuruluşları değil, Microsoft benzeri kuruluşları, örnek alanların arasından, çıkacağını vurgulamaktadır.

Toffler’i Mavera okuyucularına ilk tanıtan Kemal Kahraman olmuştur. Kahraman Toffler’le yapılan ve “Prewiews and Premises” adı altında yayınlanan, uzun bir konuşmadan “Kapitalizmin ve Sosyalizmin Ötesi” bölümünü çevirmiştir.
Toffler, Sovyetler Birliğini’nin dağılmasından çok önce, “Kapitalizm” ve “Sosyalizm”in geçerliliğini büyük ölçüde yitireceğini söylemiştir. Söz konusu kitap “Dünyayı Nasıl Bir Gelecek Bekliyor” adıyla, “İz” yayınları arasında çıkmıştır.

Toffler’in tahmin ettiği gibi, on yıl geçmeden “Sosyalizm” çökmüştür. Kapitalizm de geçerliliğini yitirmiştir. İnsanı ekonomik, sosyal ve kültürel hayatın odak noktasına yerleştirerek, özgürlüklerin yolunu sonuna kadar açmayan, hiçbir ekonomini kuramının ayakta kalamayacağı ortaya çıkmıştır.İz ayrıca Toffler’in “Eco-Spasm” isimli, küçük bir kitabını da “Ekonominin Çöküşü” adı altında yayınlamıştır.

Toffler hayatın içinde bir düşünürdür. Bütün dünyayı dolaşmıştır, konuşmalar yapmıştır, ülke ve büyük şirket yöneticileriyle görüşmüş, aydınlarla tartışmıştır. Onun düşüncelerinin tutarlılığı, bütün boyutlarıyla hayatın içinde olmasından kaynaklanmaktadır.

Toffler, Malezya Devletine de danışmanlık yapmıştır. Özal’ın Türkiye’yi dünyaya açması gibi, Mahathir’in de Malezya’yı, dünyaya açmasında etkili olmuştur. Malezya toplum ve ekonomi üzerindeki dayatmaları kaldırarak, büyük bir ekonomik patlama gerçekleştirmiştir.

Toffler Malezya’nın “Sanayi Toplumu”nun fabrikalı sektörlerinden daha çok, “Bilgi Toplumu”nun fabrikasız sektörlerine ağırlık vermesini önermiştir. Kuala Lumpur’da “Silikon Vadisi” gibi, “Elekronik Sanayi Koridor”u kurulmuştur.

Sermayeyi servete dönüştüren, dünyanın en yüksek binası, “Petronas” kuleleri gibi, Mahathir’in demokrasi ve pazar ekonomisinin, ilkelerini hiçe sayan savurganlıkları, ülkede büyük bir ekonomik ve politik krize yol açmıştır.

Ülkelerin yeni dönemde ekonomik, siyasal ve kültürel krizlerin üstesinden gelmek için, gökdelen ormanı Manhattın’ı değil, yenilik merkezi Silikon vadisine bakmaları, büyük ve hayati önem taşımaktadır.

Dünyadaki bütün kuruluşlar, Silikon Vadisinin üretim ve yönetim yöntemlerine uyum sağlamak için, birbirleriyle yarışmaktadır.
“Silikon Vadisi” dünyadaki, üretim ve yönetim gücünün simgesi olmuştur.

Vadi’deki kuruluşların başarılarının, kaynağına inmeden, oluşmakta dünyadaki, “Yeni Ekonomi”ye ve “Yeni Yönetim”e ayak uydurmak mümkün değildir.

Uzakların yakın olduğu dünya, her gün yeni olmasını, her gün yeni sözler söylemesini bilenlerin dünyasıdır.

Geleceğin mimarları Yunus yüzlü, Mevlana sözlü olanların arasından çıkacaktır.