Savaşlar ne kadar dehşet verici olurlarsa olsunlar her zaman insanları bekleyen bir nuh’un gemisi vardır

Dağın dağa kavuşmadığı, insanın insana kavuştuğu, herkesin birbirinin kapı komşusu, olduğu bir dünyada, bütün insanlık sürekli hareket halinde, seçimden seçime sürüklenmektedir. Artık seçim yapma zorunluğu, Sağ kültürle Sol kültür arasında değildir. Yeni yüzyılda herkes, kutsal kültürle seküler kültür arasında, bir seçim yapmak zorundadır. Yirminci yüzyılın savaşan ülkeleri, Yirmibirinci yüzyılda, savaşla bütün dünyaya, seküler kültür ihraç etmeye çalışmaktadırlar.

Okumaya devam et “Savaşlar ne kadar dehşet verici olurlarsa olsunlar her zaman insanları bekleyen bir nuh’un gemisi vardır”

İnsanlığın bilgi ve bilgelik birikimi kur’an’a düşülmüş uzun bir dipnottur

Hayatı bütünüyle kucaklayan kutsal kültürün, İlk Peygamberden Son Peygambere, peygamberlerin elinde taşınan, ateşi sönmeyen meşalesi, bütün insanlığın yolunu, aydınlatmaya devam etmektedir. Kutsal kültürden beslenen, bilgi ve bilgelik, tarihin her döneminde, hem edebiyatların, hem de medeniyetlerin, ana kaynağı olmuştur. Meşaleyi koruyanlar olduğu kadar, yok etmek isteyenler de olmuştur. Ancak peygamberlerin mirasçıları, bilgeler tarafından korunan, meşalenin ateşini söndürmeye, kimsenin gücü yetmemiştir.

Okumaya devam et “İnsanlığın bilgi ve bilgelik birikimi kur’an’a düşülmüş uzun bir dipnottur”

Bilgi ve bilgelik dünyasının bilgeleri bütün insanlığın kutup yıldızlarıdır

Bilgiyi bilgeliğe dönüştürerek, insanın iç dünyasına ışık tutan bilgeler, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla, dış dünyayı da aydınlatırlar. Onlar yolunu kaybeden gemilere, yön gösteren deniz fenerleri gibi, iki dünyayı birden zenginleştirmenin yol haritasını, karşılık beklemeden ve hiçbir ayrım gözetmeden, isteyen herkese vermeye hazırdırlar. Onların dünyasında kıskançlığa, cimriliğe ve aç gözlüğe kesinlikle yer yoktur.

Okumaya devam et “Bilgi ve bilgelik dünyasının bilgeleri bütün insanlığın kutup yıldızlarıdır”

Oluşmakta olan dünya üniforma giyenlerin değil forma giyenlerin dünyasıdır

Dünyanın neresinde olursa olsun,bir ülkenin kültürel dokusuyla birlikte, ekonomik yapısını güçlendirmenin yolu, üretilen bilgi, hizmet ve ürün hacmini, birbirleriyle uyum ve denge içinde büyütmektir. Üretimi zenginleştirmede sürükleyici güç, sorumluluğunun bilincinde olan erdemli insanlardır. Toplumun kültürel, siyasal ve ekonomik gücünü arttırabilmek için, bütün kesimlerin üretim sürecine katılmaları gerekir. Dünyada üretim gücünü büyütme, tek boyutlu bir eylem değildir.

Okumaya devam et “Oluşmakta olan dünya üniforma giyenlerin değil forma giyenlerin dünyasıdır”

Kutsal geleneğin ipine sarılanlar hiçbir zaman karamsalığa kapılmazlar kötümserliğe düşmezler

Dinlerin özünde Allah’ın varlığı ve birliği vardır. Allah bir, peygamberler binlercedir. İnananlar gibi, inanmayanlar da bir millettir. Her ikisi de büyük insanlıkdairesi içinde yer alır. İnananlar peygamberlerin bağlılarından oluşur. Her peygamberin bir bağlılar topluluğu vardır. Ancak kendilerine kitap verilen peygamberler sayılıdır. Tevrat Peygamber Musa’ya, İncil Peygamber İsa’ya, Kur’an da Son Peygamber’e verilmiştir.

Okumaya devam et “Kutsal geleneğin ipine sarılanlar hiçbir zaman karamsalığa kapılmazlar kötümserliğe düşmezler”

Gerçek şairler metafizik sancı çeken ölümsüzlük arayıcılarıdır

Türkiye’nin Cumhuriyet döneminde, yüzyılların içinde oluşan, kültürünü ve edebiyatını bir kenara atarak, Batı’nın kültürüne ve edebiyatına, var gücüyle sarılması, bütün toplumu, her alanda büyük krizlerle karşı karşıya getirmiştir. Anadolu’nun kültür ve edebiyat, dünyasında yaşanan deprem, ekonomik ve siyasal alanda, büyük yıkımlara yol açmıştır. Türkiye hem ekonomik, hem de siyasal alanda, Batı ülkelerinin çok gerisinde kalmıştır. Büyük beklentilerle kucaklanan değerler, geçmişte görülmemiş çalkantıların kaynağı olmuştur.

Okumaya devam et “Gerçek şairler metafizik sancı çeken ölümsüzlük arayıcılarıdır”

Hayatın her alanında yazılan kalır söylenen uygulanır

Uzun ömürlü insanlığın tarihiyle başlayan kültürler, yazılı kaynaklara dayanırlar. Özgünlüğünü koruyan kitapları olmayan kültürler, yüzyıllar içinde varlıklarını koruyamazlar. Bunun için, kültürlerin harman olduğu Anadolu’da, söz uçar yazı kalır, denilir. Yazıya dönüşmeyen söz, zamanla kalıcı olma özelliğini yitirir. Sözler kitaplarla ölümsüzlük kazanırlar.

Okumaya devam et “Hayatın her alanında yazılan kalır söylenen uygulanır”

Yeni dünyada komünizmin ve kapitalizmin seküler ekonomik yasaları geçerliliklerini bütünüyle yitirmişlerdir

Sağ ve Sol çatışmasının doruk noktasına çıktığı dönemlerde, Büyük Doğu’nun odak noktasını oluşturan Anadolu’nun çile çeken insanları, yitirilen düşünce ve eylem canlılığını, yeniden kazanmanın yolunun, hiçbir zaman Kapitalizmden ya da Komünizmden geçtiğine inanmamıştır. Onlar “Yiğit düştüğü yerden kalkar” diyerek, kendilerini tekrar Avrupa’ya taşıyacak gücün, dinamiklerini Anadolu’nun tarih hazinelerinde aramışlardır. İnsanlar gibi, toplumlar da aradıklarını, kaybettikleri yerde bulurlar.

Okumaya devam et “Yeni dünyada komünizmin ve kapitalizmin seküler ekonomik yasaları geçerliliklerini bütünüyle yitirmişlerdir”