Mesafe ve zaman farkının olmadığı kare dünyada ekonomizmi ekolojizme dönüştürmek

Ekonomizm yüzyılında dünyanın, geleceğini küresel tüketiciler belirleyecektir. Onlar özel araçlar yerine, toplu taşıma araçlarını tercih ederek, küresel ısınmayı önleyeceklerdir. Hayatın her alanında son sözü tüketiciler söyler. Bütün dünyanın tüketicileri, içindekilerden daha pahalı olan, metal, kağıt ve plastik kutularla satılan ürünlerden uzak durarak, Ekonomizmin can damarlarını keseceklerdir.

Okumaya devam et “Mesafe ve zaman farkının olmadığı kare dünyada ekonomizmi ekolojizme dönüştürmek”

Sanal ve reel teknolojinin ötesini kutsal değerlerle aydınlatmak

Toplum bilimlerinde en çok tartışma konusu yapılan alanların başında, teknolojik değişme gelmektedir. Toplumsal ve özel hayatın yaşanırlığına, yeni boyutlar kazandırıp kazandırmadığına bakmadan, teknolojik değişme peşinde koşmak, bir sınırdan sonra çözümden daha çok sorun üretmekmektir. Pek çok alanda, teknolojik değişmenin yol açtığı çevresel zararlar, sağladığı ekonomik yararları aşmaktadır.

Okumaya devam et “Sanal ve reel teknolojinin ötesini kutsal değerlerle aydınlatmak”

Kültürde ve ekonomide bir uygulama bin kurama bedeldir

Bütün ülkelerde toplumun değişik kesimleri, ortak alanlar oluşturarak, hep birlikte öğrenmesini öğrenmezlerse, ekonomik ve kültürel dünyalarında, yeni gelişmelerin yolunu açamazlar. Dünyanın her yerinde, ülkelerin üretim güçlerini, kuramla uygulamayı, uygulamayla kuramı desteklemesini ve zenginleştirmesini bilenler büyütürler. Onlar hayatın içinde yer alarak, toplumların üretim yapısında köklü dönüşümlerin öncülüğünü yaparlar.

Okumaya devam et “Kültürde ve ekonomide bir uygulama bin kurama bedeldir”

Yalnızca Amerika değil Rusya’dan çin’e bütün ülkeler büyük bir demokrasi sınavından geçiyor

İnsanlık tarihinin her döneminde, dinler yönetim kültürlerinin temelini ve ana kaynağını oluşturmuşlardır. Köklü bir dini gelenekleri olmayan devlet yönetimlerinin, uzun ömürlü ve kalıcı izler bıraktıkları görülmemiştir. Yirminci yüzyılda dinleri toplumların afyonu olarak gören, Marksist devrimlerin, bütün kutsal değerleri, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatın dışına atmaya çalışmaları, dünyanın her ülkesinde, büyük şiddet fırtınaları estirmiştir. Kurallarıyla ve kurumlarıyla, kutsal değerlere toptan savaş açılmıştır.

Okumaya devam et “Yalnızca Amerika değil Rusya’dan çin’e bütün ülkeler büyük bir demokrasi sınavından geçiyor”

Kare dünyanın sorunları küre dünyanın yöntemleriyle çözülmez

Sürekli dönüşen ve dönüştüren dünyanın, dönüştürücü gücü olmak için, ülkeler gelecek paradigmalarını, durmadan yenilemek zorundadırlar. Dünyanın dönüşüm hızından daha düşük hızla dönüşen ülkeler, dönüştüren ülkeler değil, dönüştürülen ülkeler olurlar. Ülkelerin, dünyanın dönüştürücü güçlerinden biri olmaları, ürün, hizmet ve bilgi üretme güçlerini zenginleştirerek yeni atılımlar yapmalarına bağlıdır.

Okumaya devam et “Kare dünyanın sorunları küre dünyanın yöntemleriyle çözülmez”

Kare dünyada komünizm ve kapitalizm tedavülden kaldırılmıştır

Eşitlikten yola çıkan Sosyalizm Komünizme, özgürlükten yola çıkan Kapitalizm Emperyalizme dönüşerek ölmüştür. Komünizmin sonunun geldiği gibi, Kapitalizmin de sonu gelmiştir. Büyük Buhran sonrasında, John Maynard Keynes önerilerini, “Kapitalizm bir başarı değildir, zeki değildir, güzel değildir, adil değildir, erdemli değildir, üstelik kendisinden beklenenleri de yerine getirmez” diyerek, savunmak zorunda kalmıştır.

Okumaya devam et “Kare dünyada komünizm ve kapitalizm tedavülden kaldırılmıştır”

İslam dünyasının düşünce birikimi demokrasisini ve adil yönetimini inşa edecek zenginliktedir

Bütün ülkelerde insanlar ele geçirdikleri zenginlikleri korumanın değil, ele geçiremedikleri zenginlikleri el koymanın peşinden koşmaktadırlar. Batı dünyasındaki teknolojik gelişmelerle, Batılı seküler insanın açgözlülüğü katlanarak artmıştır. Seküler dinin yol açtığı sarhoşlukla, Batı dünyasında Peygamberlerden kaynaklanan kutsal değerler, hayatın bütün boyutlarından sökülüp atılmıştır.

Okumaya devam et “İslam dünyasının düşünce birikimi demokrasisini ve adil yönetimini inşa edecek zenginliktedir”

Dünyanın bütün ülkelerinde işi iyi yapan yöneticilerde bolluk iyi işi yapan liderlerde kıtlık var

Ekonomik, siyasal ve kültürel dönüşümlerin kaynağında, kendisi için istediğini bütün insanlar için isteyen liderler vardır. Onlar insanlığın bilgi ve bilgelik hazinelerinin, paylaşıldıkça zenginleştiğini bilirler. Liderlerin güçleri, dürüstlükte sınır tanımayan, açıklıklarından kaynaklanır. Onların düşünce ve eylem dünyalarında, ilkesizliğe kesinlikle yer yoktur, düşünceleri eylemlerine, eylemleri düşüncelerine yansır.

Okumaya devam et “Dünyanın bütün ülkelerinde işi iyi yapan yöneticilerde bolluk iyi işi yapan liderlerde kıtlık var”

Bütün dünyada temsili demokrasilerin katılımcı demokrasilere ekonomik insanların etik insanlara dönüşme sancıları yaşanıyor

Seküler Batı Dünyasında, temsili demokrasilerin katılımcı demokrasilere, serbest pazar ekonomilerinin etik pazar ekonomilerine, inanmayan ekonomik insanların, inanan etik insanlara dönüşmemesinin doğurduğu, ekonomik, kültürel ve siyasal krizler yıldan yıla katlanarak artıyor. Fukuyama, “Liberal Demokrasi”nin ve “Pazar Ekonomisi”nin, insanlığın düşünce tarihi içinde ulaşılabilecek, son nokta olduğu öngörüsü gerçekleşmemiştir.

Okumaya devam et “Bütün dünyada temsili demokrasilerin katılımcı demokrasilere ekonomik insanların etik insanlara dönüşme sancıları yaşanıyor”

Bütün ülkeler yeni dönemde ben diyen savaş Amerika’sının biz diyen barış Amerika’sına dönüşmesini bekliyor

İngiltere’nin öncülüğünde Batı dünyası, Asya’nın ve Afrika’nın zengin hammadde kaynaklarına el koyarak, dünya tarihinde benzeri görülmeyen bir bolluğa kavuşmuştur. Batı’nın sanayi toplumları Doğu’nun kaynaklarıyla, zenginliğin doruk noktasına ulaşmışlar. Dinler toplumların afyonudur diyen Batılı seküler insanlar, kutsal kültüre savaş açarak, metafizik alanda büyük bir çoraklaşmaya yol açmışlardır. Batı’nın fiziksel zenginliği, korku verici bir metafizik yoksulluk getirmiştir.

Okumaya devam et “Bütün ülkeler yeni dönemde ben diyen savaş Amerika’sının biz diyen barış Amerika’sına dönüşmesini bekliyor”

Uzaklık yakınlık farkının olmadığı dünyada bütün kuruluşlarda ilkelilik en büyük zenginliktir

İki binli yıllarda ülkeler arasındaki, etkileşimi artıran gelişmeler, bütün dünyayı sanayi toplumunun oluşmasında olduğu gibi, köklü dönüşümlerle karşı karşıya getirmiştir. Artık dünyada hiçbir ülke, hiçbir ülkeye uzak değildir. Yeni dönüşüm Frances Cairncross’un, “The Death of Distance” kitabında, ayrıntılı olarak anlattığı gibi, ülkeler arasında yakınlık ve uzaklık farklarını, bütünüyle ortadan kaldırmıştır. Artık her ülke her ülkeye komşudur.

Okumaya devam et “Uzaklık yakınlık farkının olmadığı dünyada bütün kuruluşlarda ilkelilik en büyük zenginliktir”

Dünyayı savaş alanına dönüştüren Amerika’nın beyazlarını Afrika’nın siyahları diz çöktürecektir

Amerika’nın kuruluşu söz konusu olunca, akla hemen Endülüs sonrası, Amerika’yı işgal etmeye başlayan, Avrupalı göçmenler gelir. Amerika İspanyol, İngiliz, İtalyan, Alman, Fransız ve Hollandalı göçmenlerin kurduğu, bir göçmenler ülkesidir. Amerika’da Kızılderililerin dışında herkes göçmendir, hiç kimse Amerika’nın yerlisi değildir. Kızılderililerin atalarının da, Bering Boğazı’ndan Amerika’ya geçen Moğolların olduğunu, Muhammed Hamidullah’ın ve Fuat Sezgin’in araştırmalarını okuyanlar bilir. Amerika’nın işgali, birbirleriyle savaşan açgözlü Avrupalıları, büyük bir zenginliğe kavuşturmuştur.

Okumaya devam et “Dünyayı savaş alanına dönüştüren Amerika’nın beyazlarını Afrika’nın siyahları diz çöktürecektir”

Düz kare dünyada yeni bir üretim yeni bir yönetim dili oluşturmak

Sanayi toplumunun üretim ve yönetim dili gibi, bilgi toplumunun kendine özgü üretim ve yönetim dili vardır. Ülkelerin sanayi toplumundan, bilgi toplumuna geçerken, üretim dilleriyle birlikte, yönetim dilleri de değişmektedir. Sanayi toplumunun yönetim dilinde, fizik dünyanın değerleri, önemli yer tutarlar. Bilgi toplumunun yönetim dilinde ise, fizikötesi dünyanın değerleri büyük önem kazanmaktadır.

Okumaya devam et “Düz kare dünyada yeni bir üretim yeni bir yönetim dili oluşturmak”

Kültürü politikayı ekonomiyi kirleten Amerikan yönetimi Nuh tufanına davetiye çıkarıyor

Dünyanın ekonomik,siyasal ve kültürel iklimi değişmiştir ve dengesi sarsılmıştır. Sıcak güney ülkelerinde kar, soğuk, savaş, kuzey ülkelerinde sel,yağmur,isyan vardır. Dünyada kış beklenen şehirlerde yaz, yaz beklenen şehirlerde kış yaşanıyor. Ülkelerin nehirleri taşıyor. Taşan her nehir çevresinde büyük yıkımlara yol açıyor. Amerika”nın, Çin’nın değişmesine öncülük yaptıkları küresel ısınma, en büyük zararı Amerika”ya ve Çin’e veriyor.

Okumaya devam et “Kültürü politikayı ekonomiyi kirleten Amerikan yönetimi Nuh tufanına davetiye çıkarıyor”

Kare dünyada Amerika Amerikalılara Avrupa Fransızlara Rusya Ruslara Çin Çinlilere bırakılırsa savaşların sonu gelmez

“New York’tan Los Angeles’a Yeni Roma” kitabımızda anlatıldığı gibi, Amerika, bütün dünyadan gelen göçmenlerin kurduğu, bir göçmenler ülkesidir. Kızılderililerin ve Doğu’dan gelenlerin dışındaki Amerikalılar, Colomb’tan sonra gelmişlerdir. Amerika başta Avrupalılar olmak üzere, dünyanın bütün kıtalarından, bütün ülkelerinden gelmiş göçmenlerle Amerika olmuştur. Her ülkenin Amerika’da temsilcileri vardır.Amerika büyük bir ülkeler ülkesidir,bir ülkeler mozayiğidir.

Okumaya devam et “Kare dünyada Amerika Amerikalılara Avrupa Fransızlara Rusya Ruslara Çin Çinlilere bırakılırsa savaşların sonu gelmez”

Ekonomik ve siyasal krizler haber vermeden gelmezler

Ekonominin üretim boyutundan daha çok, finans boyutuna ağırlık verenler, bütün ülkelerin ekonomilerinde depreme benzer sarsıntılara yol açarlar. Çalışma alanı dışı, faiz gelirlerini amaç, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden gelir sağlamayı araç gören, bütün kuruluşlarda tehlike çanları sürekli çalar. Dünyadaki finansal bunalımlar, değişik alanda üretim yapan kuruluşları, şimdiye kadar bildikleri doğruları unutmaya zorlamaktadır.

Okumaya devam et “Ekonomik ve siyasal krizler haber vermeden gelmezler”

Seküler kültürün silahlı firavun’laşmış insanlarının karşısına kutsal kültürün asalı Musa’laşmış insanlarını çıkarmak

Kültür deyince, bütün dünyada akla kutsal kültürden daha çok seküler kültür gelir. Kutsal kültürü toplumların afyonu olarak görenler, yüzyıl boyunca bütün insanlığın geleceğinin, seküler kültürde aranması gerektiğini söylemişlerdir. Kutsal kültürden ne kadar uzaklaşılırsa, seküler kültüre o kadar yaklaşılacağı savunmuşlardır. Yirminci yüzyılın sonunda, kutsal kültürün yerine seküler kültürü yerleştirmeye çalışanların, büyük ölçüde yanıldıkları ortaya çıkmıştır.

Okumaya devam et “Seküler kültürün silahlı firavun’laşmış insanlarının karşısına kutsal kültürün asalı Musa’laşmış insanlarını çıkarmak”

Barış dünyası aklı hem başında hem gönlünde olan bilgeler bekliyor

İnsanlar gönül zenginlikleriyle, akıl zenginliklerini altın oranda harmanlamadan, kültürel dokuyu ve ekonomik yapıyı dönüştüremezler. Dönüşüm sürecinde, gönül zenginliği akıl zenginliğine, akıl zenginliği gönül zenginliğine yeni açılımlar kazandırır. Gönül zenginliğiyle akıl zenginliği arasında diyalektik bir iletişim ve etkileşim vardır. Gönül dünyasında ekilenler, akıl dünyasında, akıl dünyasında ekilenler, gönül dünyasında biçilirler. İki dünyada birden ekilmeyen, iki dünyada birden biçilmez.

Okumaya devam et “Barış dünyası aklı hem başında hem gönlünde olan bilgeler bekliyor”

Depremlere savaş açılmaz depremlerle birlikte yaşamak için önlemler alınır

Dünyada yaşanan büyük bir depremler ve yol açtıkları deniz dalgaları, dünyanın her yanında, büyük kayıplara yol açmaktadır. Tabiatın dehşet veren öfkesiyle, sallanan yerleşim alanları, gemileri, uçakları, trenleri ve arabaları önüne alıp sürükleyen, dalgalarla, sular altında kalırlar. Büyük kayıplarına yol açan dünya savaşlarının yerine, son yıllarda kasırgalar, seller ve depremler geçmiştir.

Okumaya devam et “Depremlere savaş açılmaz depremlerle birlikte yaşamak için önlemler alınır”

Dünyadaki rant ekonomisini rızk ekonomisine dönüştürmek yeni ahilerin işidir

Dünyanın her ülkesinde bütün alanları kuşatan rant kültürünü, risk kültürüne dönüştürmenin küresel öncüleri, Ahilik kültürüyle yoğurulmuş girişimciler olacaktır. Onlar dünyadaki gelişmelerin ışığında, kuruluşlarını sürekli yenileyerek, ekonominin bütün alanlarında, sürükleyici bir işlev yükleneceklerdir. Onların dünyasında Ahilik, kurtla paylaşmak çobanla ağlamak değildir. Anadolu’da risk almadan rızkın bulunmayacağı, risk ekonomisinin rızk ekonomisi olduğu sürekli vurgulanır.

Okumaya devam et “Dünyadaki rant ekonomisini rızk ekonomisine dönüştürmek yeni ahilerin işidir”