Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir

Üç kıtanın ortasında, küresel bir medeniyet olarak Akdeniz , dünya medeniyetlerinin ana kaynağı olmuştur. Yirmi birinci yüzyılda, Amerika’dan Çin’e kadar bütün dünya ülkeleri, Akdeniz’in eşsiz bilgi ve bilgelik hazinelerine döneceklerdir. Dünyanın ekonomik ve kültürel kaynakları, Akdeniz’de toplanmıştır. Dünyada medeniyetlerin temelleri olan bütün değerler, Akdeniz’in sınırsız zenginliklerinden devşirilmiştir.

Okumaya devam et “Akdeniz’in büyük önem kazandığı bir dönemde Akdenizleşme dünyanın geleceğini belirleyecektir”

Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır

Ülkelerin sürdürülebilir ekonomik büyüme gerçekleştirmeleri ister özel, ister kamu, ister gönüllü olsun bütün kuruluşların, geçmişlerinden önce, geleceklerine bakmalarına bağlıdır. Kuruluşların yarınlarını güvence altına almalarının yolu, hem üretimde hem yönetimde, maliyetleri düşürmek ve satışları artırmak için, Joseph Schumpeter’in kavramlaştırmasıyla, sürekli “yıkıcı yenilik” yapmalarından geçer.

Okumaya devam et “Üretimde ve yönetimde sürdürebilirlik doğal yasalara saygı gösterilerek kazanılır”

Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak

Ekonomik ve kültürel dünyanın yeni boyutlar kazandığı, doğruluğundan kuşku duyulmayan bilgilerin, geçersiz hale geldiği bir dönemde, bütün kuruluşların ayakta kalmak için, kendilerini sürekli yenilemeleri çok önem kazanmıştır. Bilinen yönetim ve üretim yöntemleri, karşı karşıya olunan sorunları çözmeye yetmemektedir. Her kuruluş bilinmeyen yolda ilerlemek için, her gün yeniden doğmak zorundadır.

Okumaya devam et “Beş bin yıllık birikimden yararlanarak açıklık içinde sürekli yenilenen kurum ve kuruluş kültürü oluşturmak”

Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz

Devlet yönetiminde erdem, ülkeler arasındaki üretim yarışını, savaş ekonomisinden, barış ekonomisine, dönüştürmesine bilmektedir. Tarihin her döneminde, barış isteyenler, savaş isteyenlerden daha güçlü olmuşlardır. Tarih boyunca gözlendiği gibi, insanlığın en güzel eserleri, cephelerde değil, şehirlerde verilmiştir. Bütün ülkelerin birbirine komşu olduğu dünyada, savaşın iyisi barışın kötüsü olmaz.

Okumaya devam et “Savaşın kötü barışın iyi görüldüğü kare dünyada savaşların kazananı barışların kaybedeni olmaz”

Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar

Toplumların birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde oldukları dünyada, kültürün ve ekonominin, ana dinamiğini kuruluşlar oluşturur. Dünyanın her yanında toplumları, kamu, özel ve vakıf kuruluşlar ayakta tutarlar. Onlar üç ayaklı büyük bir masaya benzerler, ayaklardan biri eksik olursa, nasıl masanın dengesi bozulursa, toplumların da dengesi bozulur. Toplumlarda ekonomik, siyasal ve kültürel uyum ve düzen kuruluşlarla sağlanır.

Okumaya devam et “Üç ayaklı ekonomi dünyasında kurumsallaşmayan kuruluşlar kriz dönemlerinde ayakta kalamazlar”

Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak

Kutsal değerlerden bütünüyle arındırılmış ekonomik yapıların, ülkelerin üretim güçlerini büyütmesi, toplumun değişik kesimleri arasındaki gelir dengesizliklerini gidermesi mümkün değildir. Anadolu’da denildiği gibi: “Güneş balçıkla sıvanmaz.” Bu yüzden Nurettin Topçu Fransızların, karşılaştıkları kültürel ve ekonomik krizleri, Paris’in Sorbon meydanındaki Ogüst Kont’un büstünü kaldırıp, yerine Paskal’ın heykelini dikmediklerine bağlamaktadır.

Okumaya devam et “Siyasette ekonomide kültürde doğruluktan terazi tutmak doğruluğu doğrulukla tartmak”

Gelenin gideni görmediği iki kapılı dünyada ekonomi insanın gölgesidir

İster kutsal, ister seküler kaynaklardan beslensin, bütün ülkeler, bütün kurumlar ve bütün kuruluşlar, sınırlı kaynaklarla ürün, hizmet ve bilgi üreterek, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. İnsanların olduğu yerde tüketim, tüketimim olduğu yerde üretim vardır. Toplumların ihtiyaçlarının karşılanması, üretimleriyle tüketimlerinin dengelenmesi, son yüzyıllarda bütün bilimlerin ana konusu oluşturur.

Okumaya devam et “Gelenin gideni görmediği iki kapılı dünyada ekonomi insanın gölgesidir”

Doğu’dan Batı’ya bütün dünyayı Venedik tacirlerinden kurtarmak

Seküler kültürün öncüleri Batı toplumlarıyla, kutsal kültürün öncüleri Doğu toplumlarını, birbirinden ayırmada, paraya bakışları turnusol kağıdı görevi yüklenir. Seküler kültürde para, hayatın varoluşunun yeri doldurulması mümkün olmayan, tek amacı olarak görülür. Kutsal kültürde paraya hayatı kolaylaştırmanın ve güzelleştirmenin araçlarından biri gözüyle bakılır. Hayatın her alanında, birinde para her şeyken, birinde bir şeydir.

Okumaya devam et “Doğu’dan Batı’ya bütün dünyayı Venedik tacirlerinden kurtarmak”

Katılımcı yönetimi ve paylaşıcı ekonomiyi içselleştirmek bütün ülkelerin gündemindeki ana sorundur

Dünyada gece ve gündüz farkının ortadan kalkması, ülkeleri ve kuruluşları gizliliğin olmadığı, bir dünyaya uyum sağlamaya zorlamaktadır. Ülkelerde yapılan yolsuzlukların, kuruluşlarda yapılan haksızlıkların, uzun süre gizlenmeleri ve üzerlerinin örtülmesi mümkün değildir. Bir ülkede sağlanan haksız kazançlar, bir ülkede gizlense bir ülkede gizlenmez. Gizliliğin olmadığı dünyada, dürüstlük zorunlu erdem olmuştur.

Okumaya devam et “Katılımcı yönetimi ve paylaşıcı ekonomiyi içselleştirmek bütün ülkelerin gündemindeki ana sorundur”

Sağlamlığından kuşku duyulmayan kusursuz ürünler üretmek

Tüketim dünyasında satışları artırmak için, kusursuz ürünler üretmekten daha çok, kısa ömürlü ürünler üretmeye özen gösterilir. İster dayanıklı, isterse dayanıksız ürünlerden olsun, bir ürünün ömrü ne kadar kısaltılırsa, satışları o kadar artırılır. Tüketim toplumlarında ürünlerin aksayan kısımlarının, düzeltilerek yenilenmesine sıcak bakılmaz. Tüketimi sürekli artırmak için, küçük yeniliklerle ürünlerin ömürleri kısaltılır.

Okumaya devam et “Sağlamlığından kuşku duyulmayan kusursuz ürünler üretmek”

Mesafe ve zaman farkının olmadığı kare dünyada ekonomizmi ekolojizme dönüştürmek

Ekonomizm yüzyılında dünyanın, geleceğini küresel tüketiciler belirleyecektir. Onlar özel araçlar yerine, toplu taşıma araçlarını tercih ederek, küresel ısınmayı önleyeceklerdir. Hayatın her alanında son sözü tüketiciler söyler. Bütün dünyanın tüketicileri, içindekilerden daha pahalı olan, metal, kağıt ve plastik kutularla satılan ürünlerden uzak durarak, Ekonomizmin can damarlarını keseceklerdir.

Okumaya devam et “Mesafe ve zaman farkının olmadığı kare dünyada ekonomizmi ekolojizme dönüştürmek”

Sanal ve reel teknolojinin ötesini kutsal değerlerle aydınlatmak

Toplum bilimlerinde en çok tartışma konusu yapılan alanların başında, teknolojik değişme gelmektedir. Toplumsal ve özel hayatın yaşanırlığına, yeni boyutlar kazandırıp kazandırmadığına bakmadan, teknolojik değişme peşinde koşmak, bir sınırdan sonra çözümden daha çok sorun üretmekmektir. Pek çok alanda, teknolojik değişmenin yol açtığı çevresel zararlar, sağladığı ekonomik yararları aşmaktadır.

Okumaya devam et “Sanal ve reel teknolojinin ötesini kutsal değerlerle aydınlatmak”

Kare dünyanın sorunları küre dünyanın yöntemleriyle çözülmez

Sürekli dönüşen ve dönüştüren dünyanın, dönüştürücü gücü olmak için, ülkeler gelecek paradigmalarını, durmadan yenilemek zorundadırlar. Dünyanın dönüşüm hızından daha düşük hızla dönüşen ülkeler, dönüştüren ülkeler değil, dönüştürülen ülkeler olurlar. Ülkelerin, dünyanın dönüştürücü güçlerinden biri olmaları, ürün, hizmet ve bilgi üretme güçlerini zenginleştirerek yeni atılımlar yapmalarına bağlıdır.

Okumaya devam et “Kare dünyanın sorunları küre dünyanın yöntemleriyle çözülmez”

Kare dünyada komünizm ve kapitalizm tedavülden kaldırılmıştır

Eşitlikten yola çıkan Sosyalizm Komünizme, özgürlükten yola çıkan Kapitalizm Emperyalizme dönüşerek ölmüştür. Komünizmin sonunun geldiği gibi, Kapitalizmin de sonu gelmiştir. Büyük Buhran sonrasında, John Maynard Keynes önerilerini, “Kapitalizm bir başarı değildir, zeki değildir, güzel değildir, adil değildir, erdemli değildir, üstelik kendisinden beklenenleri de yerine getirmez” diyerek, savunmak zorunda kalmıştır.

Okumaya devam et “Kare dünyada komünizm ve kapitalizm tedavülden kaldırılmıştır”

İslam dünyasının düşünce birikimi demokrasisini ve adil yönetimini inşa edecek zenginliktedir

Bütün ülkelerde insanlar ele geçirdikleri zenginlikleri korumanın değil, ele geçiremedikleri zenginlikleri el koymanın peşinden koşmaktadırlar. Batı dünyasındaki teknolojik gelişmelerle, Batılı seküler insanın açgözlülüğü katlanarak artmıştır. Seküler dinin yol açtığı sarhoşlukla, Batı dünyasında Peygamberlerden kaynaklanan kutsal değerler, hayatın bütün boyutlarından sökülüp atılmıştır.

Okumaya devam et “İslam dünyasının düşünce birikimi demokrasisini ve adil yönetimini inşa edecek zenginliktedir”

Uzaklık yakınlık farkının olmadığı dünyada bütün kuruluşlarda ilkelilik en büyük zenginliktir

İki binli yıllarda ülkeler arasındaki, etkileşimi artıran gelişmeler, bütün dünyayı sanayi toplumunun oluşmasında olduğu gibi, köklü dönüşümlerle karşı karşıya getirmiştir. Artık dünyada hiçbir ülke, hiçbir ülkeye uzak değildir. Yeni dönüşüm Frances Cairncross’un, “The Death of Distance” kitabında, ayrıntılı olarak anlattığı gibi, ülkeler arasında yakınlık ve uzaklık farklarını, bütünüyle ortadan kaldırmıştır. Artık her ülke her ülkeye komşudur.

Okumaya devam et “Uzaklık yakınlık farkının olmadığı dünyada bütün kuruluşlarda ilkelilik en büyük zenginliktir”

Düz kare dünyada yeni bir üretim yeni bir yönetim dili oluşturmak

Sanayi toplumunun üretim ve yönetim dili gibi, bilgi toplumunun kendine özgü üretim ve yönetim dili vardır. Ülkelerin sanayi toplumundan, bilgi toplumuna geçerken, üretim dilleriyle birlikte, yönetim dilleri de değişmektedir. Sanayi toplumunun yönetim dilinde, fizik dünyanın değerleri, önemli yer tutarlar. Bilgi toplumunun yönetim dilinde ise, fizikötesi dünyanın değerleri büyük önem kazanmaktadır.

Okumaya devam et “Düz kare dünyada yeni bir üretim yeni bir yönetim dili oluşturmak”

Kültürü politikayı ekonomiyi kirleten Amerikan yönetimi Nuh tufanına davetiye çıkarıyor

Dünyanın ekonomik,siyasal ve kültürel iklimi değişmiştir ve dengesi sarsılmıştır. Sıcak güney ülkelerinde kar, soğuk, savaş, kuzey ülkelerinde sel,yağmur,isyan vardır. Dünyada kış beklenen şehirlerde yaz, yaz beklenen şehirlerde kış yaşanıyor. Ülkelerin nehirleri taşıyor. Taşan her nehir çevresinde büyük yıkımlara yol açıyor. Amerika”nın, Çin’nın değişmesine öncülük yaptıkları küresel ısınma, en büyük zararı Amerika”ya ve Çin’e veriyor.

Okumaya devam et “Kültürü politikayı ekonomiyi kirleten Amerikan yönetimi Nuh tufanına davetiye çıkarıyor”

Ekonomik ve siyasal krizler haber vermeden gelmezler

Ekonominin üretim boyutundan daha çok, finans boyutuna ağırlık verenler, bütün ülkelerin ekonomilerinde depreme benzer sarsıntılara yol açarlar. Çalışma alanı dışı, faiz gelirlerini amaç, ürün, hizmet ve bilgi üretiminden gelir sağlamayı araç gören, bütün kuruluşlarda tehlike çanları sürekli çalar. Dünyadaki finansal bunalımlar, değişik alanda üretim yapan kuruluşları, şimdiye kadar bildikleri doğruları unutmaya zorlamaktadır.

Okumaya devam et “Ekonomik ve siyasal krizler haber vermeden gelmezler”

Barış dünyası aklı hem başında hem gönlünde olan bilgeler bekliyor

İnsanlar gönül zenginlikleriyle, akıl zenginliklerini altın oranda harmanlamadan, kültürel dokuyu ve ekonomik yapıyı dönüştüremezler. Dönüşüm sürecinde, gönül zenginliği akıl zenginliğine, akıl zenginliği gönül zenginliğine yeni açılımlar kazandırır. Gönül zenginliğiyle akıl zenginliği arasında diyalektik bir iletişim ve etkileşim vardır. Gönül dünyasında ekilenler, akıl dünyasında, akıl dünyasında ekilenler, gönül dünyasında biçilirler. İki dünyada birden ekilmeyen, iki dünyada birden biçilmez.

Okumaya devam et “Barış dünyası aklı hem başında hem gönlünde olan bilgeler bekliyor”